Cami seviyolar abi.

"taksim artık bizim" diyorlar işte -ki zaten onların. taksim = istanbul = türkiye

klise çok var. biraz da camii olsun diye

cami yok diye. salyangoz mahallesi olmaktan çıkacak ieşalla taksim çevresi :)

orada kilise olmasa cami de yapmazlardı.
tamamen hırs ve nefret yüzünden yapılıyor.

bir aralar arkadaşlarla yotube kanalı açmıştık, orada anlatmaya çalıştık, bir bak istersen: www.youtube.com

İlber Hoca'nın bir konuşması vardı. Allah korusun bir gün İstanbul'u kaybedersek 300-500 sene sonra bizim burada olduğumuza dair hiçbir emare yok Taksim'de mimari açıdan. Bu nedenle cami bir gerekliliktir. İdeolojik ya da dini açıdan değerlendirmeyin buraya yapılacak bir camiyi demişti.

kültürel tahakküm.

baskı kurmak için

Evet aynen dediğin gibi inat. Müslümanlık adı altında yapılan bu gereksiz inatlardan bir Müslüman olarak bilahare nefret ediyorum. O mescitte vakti zamanında çok namaz kıldım, yakında gittiğim bir kurs vardı. O küçücük mescide bile sadece araplar gelirdi o da tek tük. Aşağıdaki hüseyinağa hele sinek avlardı, son gittiğimde de öyleydi. İçini dolduramayacağın camiyi yapmanın da sebebi siyaset işte. Çamlıcanın tepesine, ataşehirin afedersin ebesine kim gidip namaz kılıyor allasen?

yeterli sayıda cami olmadığı için

Mescid vardı evet ama içine hiç girdiniz mi acaba. O mescidin yıkılması şart oğlu şarttı. Ya mescidi yıkıp yenileyeceklerdi yahut bir cami yapacaklardı.

Soru soran arkadaş da cevap verenler de bir ön yargı ile yaklaşmışlar mevzuya. Sokaktan zerre kadar haberleri yok. İddia ediyorum; hodri meydan diyorum:Gereksiz diyenler veya oraya cami yapılmasına klişe gerekçeler sallayanlarla Taksim'de buluşalım. Bir Cuma günü cuma namazı vaktinde veya herhangi bir sosyal etkinlik anında (ki Taksim lokasyon itibariyle bir organizasyon, etkinlik alanıdır) vakit namazına o çevredeki mescit ve camilerde bir gözlem yapalım. Tamam camiyle, namazla aranız yok. Bu bir tercih meselesi. Ama insaflı olun, vicdanlı olun... Neymiş efendim kilise silüetini yok etmekmiş... Hakikatte ne kiliseyle işiniz var ne de camiyle...

girişte 1. tl verip geçiyorsunuz. Gün boyu takılabilirsiniz. Padokta atları yakından görebilirsiniz.

güncel fiyat tarifesini bilmiyorum. girişte parayı ödeyip, biletini alıyorsun. gün boyu içeride dolaşabiliyorsun. hava durumu nasıl olur bilmiyorym ama çok güzel bir piknik alanı var. koşu saatinden biraz önce gidip atları görebiliyorsun, sonrasında zaten koşular başlıyor.

giriş ücreti olduğunu bilmiyordum.veliefndiye özel herhalde.

kadınlara ücretsizdi sanırım.

baski balatada problem vardir muhtemelen. cok anlamadigimi soylemeliyim :) bi ustaya gostermeniz en guzel karar olur.

Debriyaj yayında problem olabilir, basit olarak çözersin baktır bir tamirciye.

Problem yayda değilse baskıdadır. Şanzımanı indirip baskı ve balatayı değiştirmen gerekir, bu masraf demek.

Benzin akıttığını nasıl anladın bilmiyorum da yağ akıtması yaygın bir problemdir.

Yağın sızacağı çok yer var otomobillerde. Mesela geri vites müşürü, mesela yağ tahliye kapağı eskidir az sıkılmıştır. Mesela şanzıman yağ kaçırıyordur, keçesinin değişmesi gerekir ki bu da masraf demek. Mesela yağ pompası da kaçırabilir. Yağ pompasının hortumu çatlamıştır o da kaçırır. En olmadı motor contası kaçırır o zaman motor üstünde yağlama olan bölgeleri görürsün ki bu da büyük bakım ve masraf demek motoru açmak gerekir.

Benzin kaçağı önden olmaz olursa tanktan olur, benzin pompasından arka koltuğun altını ıslatır zaten anlarsın benzin kokusundan. Buna pek ihtimal vermiyorum.

Senin o aracı en kısa zamanda düzgün bir servis veya tamirciye götürmen gerek.

Arkadaslar kusuruma bakmasin cebaplarina cok guldum :)))

Sorun debriyaj ust merkezinde. Ortalama masraf iscilik dahil 200-300 tl arasi.

Belirtiler, pedali ayakla kaldirip duzeltince gecici cozumu olan yarida kalma olayi, debriyaj pedalinin oradan yag sizintisi.

Hic geciktirmeden ustaniza gidin.

@evrenos gazi+1

Basima geldi oradan biliyorum. En son trafikde hic beklemedigim an da debriyaj pedali tabana yapismisti.

Ama bende yag sizintisi olmamisti.

bir insan iq su ne kadar dusukse, soyunun nereden geldigine ters orantili sekilde onem verir.

ben de birkaç duyuruyu okuyunca şaşırmıştım. hiçbirine yanıt da yazmadım. ama siz madem tarihçisiniz en objektif bakan siz olabilirsiniz. bu yazıları okuduğumda düşündüm ki: "ulan bulgar ve havalisindense deden, belki de bizden daha çok türksün. osmanlı dediğin zaten balkan (illyricum) kökenlidir. asia minoris (anadolu) daha sonrasıdır. hatta moğol yıkımı nedeniyle anadolu'da kalanlar problemli bile olabilir".
hele bir insan da dedi nihayet şöyle iken şöyle diye...

@fempusay bana soz birakmamissiniz ki:)

eyvallah
siz yine de söyleyiniz. benimki tarihçi bakışı değil ancak kendi düşüncem. siz teknik olarak elbette daha iyice izah edeceksinizdir. hatta bence ayrıca bir başlık açıp veya sözlükte bile olabilir bu meseleyi gündeme taşıyabilirsiniz.

burda olay bulgar yunan filipinli olmak değil.

vatandaşlık alıp imkanları arttırmak.

"illa övünecem lan" diyorsa birisi, soyundan bağımsız olarak; yardıma muhtaç insanlara ya da hayvanlara destek olmak ya da dünyaya faydalı olacak işlerle uğraşmak konularında istedği kadar övünebilir. mesela aziz sancar klasik anadolulu dur.

O zaman yarın nacizane karalayacagim birseyler. Bugun pilim bitti cunku, mazur gorun.

bilgi kırıntısı bile sayılsa, insanda konuya uyandıracağı merak açısından faydalı olabilir. sonuçta o bilginin nasıl kullanılacağı önemli.
örneğin biz Kafkasya kökenliyiz, ülkedeki bir çok benzer durumdaki vatandaş gibi atalarımızın 1864'teki büyük mübadele ile oradan doğrudan buraya göçtüğünü düşünüyorduk. ama e-devlet'in verdiği kayıtlarda ilgimi çeken şey, bir tarafın en azından 1867'den bu yana buralarda olduğunu gösterirken, diğer taraf 1900'lere doğru ortaya çıkmış. bu da daha önceki nesilden bazılarının Balkanlar bağlantısı olduğu düşüncelerine biraz daha kulak asmak gerektiğini düşündürebilir.
yani böyle ufak ipuçları ilgimizi cezbederek bu konuda araştırmamızı da sağlayabilir, ancak güncel muhabbete bakınca herkesin aynı fikirde olduğunu söylemek zor, haklısınız.

Eski cihaz sahibi iCloud.com'a girip bu cihazı unut demesi gerekiyor.

@mr sherlock kesin bilgi mi bu cikarim mi? Oyleyse rica edeyim eski sahibine de yapsin.

ytd

%30 ile coin alım satımı yap
%10 ile tl vadeli hesap
%30 at altına
%30 hisse senedi al

%50 altın
%40 vadeli hesap

%10'u da pavyon'da ve gece kulüplerinde yerdim açıkcası.

Köyden dağdan yayladan bi ev alıp bide ufaktan tarıma hayvancılığa başlarsan rahat yaşarsın.

Ama şehirde yaşam düşünüyorsan rahat yaşam için çalışman şart. Ona da rahat denir mi bilmem. 40bin tlde bi şeye yaramaz vadeye atarsın 400 lira alırsın ek gelir olur.

Yarısı dolar yarısı altın

Vadeli hesaba gerek yok buhur25 hisse al aylık kazancından da %15-20 ekle üstüne katlayarak git

bes'e yatırıp 5 sene unuturum

Eğer çalışmadan yaşamaya devam etmek istiyorsanız 40k yeterli bir başlangıç rakamı değil. Bir yandan çalışıp birikiminizi arttıracaksnaız önerim paranızı sepet yapıp fonlara bölmeniz:

%40 Hisse senedi fonları (Bist 30 veya yüksek teknoloji endeksi)
%40 Döviz veya emtia bazlı fonlar.
%20 Likit fon (Acil durumda anında çekebilmek için yoksa bunun kazancı paranızı ancak korur)

Altın: Uzun vadede sadece enflasyona karşı korur, kazandırmaz.
Faiz: Aynısı
Gayrimenkul: Fiyatların gereksiz şişik olduğunu düşünüyorum. Önermem.
Hisse senedi: Borsa fonu yerine güvenli ve güçlü senetlere parayı bırakıp unutabilirsiniz. Al-Sat büyük kumar.
Coin: Tamamen balon olduğu görüşündeyim. Patlayacağı zamanı öngörebilirseniz iyi kazandırabilir.
Bes: Devlet destekli dolandırıcılık. Buna bulaşacağınıza yukarda yazdığım gibi banka fonlarına koyun parayı.

Tl'de tutma. Altin dolar sterlin euro 4lusune yatir. 4/1 i fiziki elinde olsun ama hirsiza kaptirmayacagin sekilde. Yavas yavas da birikim yap. Baska yapcak bisey yok.

Kimse de dememiş ki kendine yatırım yap diye. Yaklaşık 5 bin TL ile yabancı dil kursuna gidip Advanced seviyeye gelene kadar devam edip daha sonra da online kurslarla programlama, tasarım ya da hangi konu ilgini çekiyorsa o alanda uzmanlaşıp ardında da freelance olarak çalışabilirsin. yabancı dil sayesinde yurtdışından müşteri bulup ortalama yılda 3 ay çalışarak hem geçimini sağlayıp hem de bir köşeye para koyabilirsin.

çalışacağın saatleri sen seçeceğinden, yine ne üzerine çalışacağını da sen seçeceğinden, patronun vs. olmayacağından rahat bir yaşam sürersin diye tahmin ediyorum.

Trakya'dan arsa alip kenara atardim.

önce git bi check-up yaptır belki 3 ay ömrün kalmıştır o zaman üç ayda yer bitirirsin parayı, yaşıyacaksan birazıyla token al, birazıyla euro ve dolar, birazını harca (ölmüceksende mutlu ol, standardını yükselt) ama bir kısmı ile kesin olarak burs ver gerçekten yardım edilmesi gereken birini okut yatırımın en yücesi insana yapılandır.

sevgili kardesim
sakın btc falan alma paran 1 saniyede 1 cente dusebilir.
ticaret yasamı icinde olan biri olarak soyluyorum amacımız aynı rahat yasamak.
paranı usd yap bir kenarda dursun.
sen de bu sırada calıs bir firmada yeteneklerine gore yetkinligine gore.
birikim yapmaya calis aylık ne yapabilirsen.
30+ oldugunda da isinle ilgili bir sektorde girisimcilik yap
paranı da sermaye olarak kullan.

Ticarete atilmayacaksan %50 doviz, %50 altin. YTD.
Ayrica bir ustteki arkadasin tavsiyesini degerlendir.

Mtv'si henuz odenmemis aracin satis isleminin gerceklesmesine sistem izin vermiyor.

Bu arada, mtv geldiğinde arac kimin uzerineyse aslinda o odemeli. Ama siz anlasmissiniz madem, adamdan alin parayı odeyin.

talebini kabul ettiyse ödesin geçsin vergiyi.

1 ocak itibari ile mtv borcu araç üzerine tahakkuk etti, son ödemesi 31 ocak ama borç şu an araç üzerinde gözüküyor.

Madem alıcı kabul etti MTV yatırmayı, para mara karıştırmayın. Girsin cepten gib.gov.tr'ye yatırsın kredi kartı ile, 30 saniyelik işlem.

Noterde sıra beklerken de yapılabilir.

çok teşekkürler...

bulamıyolar. biz ambulansın içinde hastane aradık 1 saat filan hastanenin nerde olduğunu bilmiyolardı. düşün işte.

@xu Peki bu olay ne zaman oldu?

Arkadaşlar ne akdar yanıt alırsam o kadar işime yarayacak. Şimdiden sağolun.

Esim 112 personeli. Merkezin verdigi acik adrese navigasyon ile gidiyorlar bilmedikleri sokaksa. Zaten sokakta hasta yakini illa ki olup el kol eduyor buradayiz diye.

Su var, her personelin kendi bolgesi var noktasinin bulundugu. Artik karis karis ezbere biliyorlar zaten. Ama bazen baska bolgelere dagitilabiliyor personel. Ornegin sisli bolgesinin bir araci arizalandi. Ya da personelden biri son dk izin aldi gelmedi. O istasyonun personelini atiyorim beylikduzunde ihtiyac olan bir istasyona cekiyorlar. Doğal olarak o bolgeyi tanimamalari normal.
Hastane tanima meselesine gelince.
Eskiden yani 4-5 ay oncesi kendi bolgesindeki egitim arastirma disindaki hastanelere hasta goturemiyorlardi. Dogal olarak kendi bolgelerinin hastanelerini su gibi biliyorlardi. Simdi basamak sistemine gecildi. Hasta durumina gore merkez tüm hastaneleri sorgulayip ozeller dahil en sakin veya vakaya en uygun hastaneye yonlendiriyor. Dogal olarak baska hastaneleri avuclarinun ici gibi bilemeyebilirler.

Bu arada ambulabs sogorlerinin %95'i taseron iscidir. O nedenle sirkulasyon cok oluyor. Sağlık personeli adres konusunda cok tecrubeli olsa da surucu yeni olabiliyor, genelde bolge disi calistirilabiliyor. Nobet degismis olabiliyorler (saglikcilar da) bolge disindan arkadaslariyla. Bir suru sebwp var.

112 sistemine calisanlardan daha cok hakimim. Nasil bir sikinti yasadiysaniz ozelden yazin detayli bilgi vereyim. Neyin nasil sonuclanacagina dair sahsi fikrimi de soylerim.

Bu arada arayan kisinin konumu da sistemde gorunuyor ama gps sapmalarina guvenilememesi vb durumlardan dolayı hastanin yakininin verdigi adres esas aliniyor.

@Nocturne 2008 yılında babamı şişli etfalden güngören'de ki bir özel hastaneye götürürken oldu. 1 saatten fazla hastane arandı. yoldaki halı yıkayan kadınlara hastane soruldu.

Bir İç Batı Anadolu şehri için konuşayım. Vatandaş ambulans talep ettiğinde adres veriyor. Şu sokak, şu mahalle, şu ev diye. Ama; ambulans ekibine zorluk olmasın diye(navigasyonu kulan, benzer sokak isimlerini ele, bahsedilen yerin diksiyondan dolayı yanlış anlaşılması sonucu yanlış yere gitme durumu) vatandaşın yakın olduğu veya herkesin bilebileceği bir mekan ismi isteniyor.(Okul, market, muhtarlık binası, bilinen meşhur bir cami gibi vb...) Bunları verirse de hasta yakınlarından "sağlıklı" birinin ambulansın geleceği buluşma noktası söyleniyor. Ambulans için vaka veriliyor. Hasta yakını için buluşma noktası da veriliyor. Ambulans buluşma noktasına gidip hasta yakınının tarifiyle hastaya ulaşıyor. Hasta yakını burada, ambulansa kılavuzluk için yardımcı oluyor.
Eğer ambulans köy, mezra gibi yerlere giderse köy meydanı, bilinen bir kahvehane ismi isteniyor. Kılavuzun bilinen yere gelmesi sağlanıyor. Ayrıca köy, mezra gibi yerlerde herkes birbirini tanıdığı için kişinin sülalesinin adı da soruluyor. Ambulans ekibi olay yerine gidince sülale adından ve buluşma yerindeki kılavuzdan kişinin evini buluyor.

Büyük yerler için ise bu durum biraz karışık. Ankara'da görev yapan kişilerden duyduğum kadarıyla navigasyon cihazı yardımıyla olay yerine gidiliyor. Ama onun dışında şu market, bu okulun üç arka sokağı gibi tarifler tamamen geçersiz oluyor. Bir de kılavuz gönderme imkanı varsa o da ambulansı bulup hastaya götürebiliyormuş. Bildiklerim bu kadar. Kendi yaşadığım ev için iki farklı tarif öğrettim eşime.(Okul yakınında ve bilinen bir site olduğu için verdiğim tarifle sadece yol kavşağını ve bilen biri bile evi rahatlıkla bulabilir.

112 komuta kontrol merkezi doktoruyum. Vaka bize düşünce adres kapı no, sokak,cadde olarak açık bir şekilde verilirse ekiplerimiz
4-6 dk içinde olay yerine ulaşıyor. ( ya da ambulans isteyen kişi daha önce aramış ambulans istemişse ve adresi sistemde kayıtlı ise teyit ettirip vakayı veriyoruz.)

Bazen kaza, afet, sevk durumlarında bölge boşalıyor. Hiç ambulans kalmıyor. O zaman en yakın ilçeden, istasyondan ambulans çekiyoruz. Vakaya ulaşma sürelerimiz daha da uzuyor.

Bazen insanlar adresini bilmiyorlar, unutuyorlar. O zaman çevredeki bilindik yere kişinin yakını gelebilecek ise oraya çağırıp ordan vakaya ulaşıyorlar.

Mezra, kırsal ise elimizde lakap falan varsa bölgenin muhtarından bilgi alıyoruz.

Aranan numaradan konum tespit etme gibi bir durum yok. İnsanlar kırsaldan arayınca genelde bunu istiyorlar.

Araç içi seyir halinde ise hasta 4lü yaktırıp araç bilgisini alıp karşılıyoruz.

Bu yazdıklarım küçük illerde geçerli. Büyüklerde işler daha da zor.

Açık adres dışındaki durumlardan kastınız adres alınamadığı durumlar mı?

Miniaturk, vialand, bir de araba varsa ataturk arboretumu veya korulara gisebilirsiniz oksijen temiz hava almaya.

Araba varsa kisirkaya hayvan barınağına gidebilirsiniz. Benim 1 yasindaki kizim cilgin bir hayvansever olduğu icin her hafta goturuyorum. Kendini kaybediyor hayvanlari görünce. Mis gibi bol oksijenli havasi da var oranin. Dondugunde mis gibi uyuyor :)

oyuncak müzesi için küçük bence. siz de o sıkılacağı için tat alamayacaksınız muhtemelen. en iyisi vialand bence de. bir koca günü doldurursunuz. 3 gün de 3 yaşındaki çocukla eziyete dönüşebilir. 2 gün yeter şimdilik. büyüyünce baba kız daha güzel gezersiniz.

planın bir kısmına kesinikle rahmi koç müzesine gitmelisiniz. girişte üst katta özellikle çocuklar için bilim-oyun alanı var, ben bile saatlerce orada zaman geçiriyorum:) öyle eğlenceli bir yer ki bayılıyorum :) hem diğer kısımlarında zeytin fabrikasını, motorları, arabaları gezer, daha neler neler :)

rahmi koç müzesi

Tavsiyem yok ama bekar bir erkek olarak çok duygulandım. Başından eksik olmayın.

yaş itibariyle ve hava da malum akvaryma gidebilirsinz emaar'da, ya da forum'da legoland var
ufaklar için duplo alanı var orayı sevebilir.

Saklabanlik yapacak bir amca gerekirse kosarak gelirim :)

koc+1 (gemi de var orda)
akvaryum
legoland
vialand
hava guzelse macka veya moda cimenler, limonata kurabiye keyfi
adalara da gidebilirsiniz, deniz yolculugu olur.

legoland +1

o yaş grubundan bir kız yeğenim var. özellikle duplolara bayılıyor. ben de legoland'e götüreceğim en kısa zamanda.

2 yıl önce falan gitmiştim. Kızınızın seveceğini düşünüyorum. Siz de seversiniz. Akvaryumun tropikal bölümü de var ilgi çekici olabilir.
www.google.com.tr

Hepinize çok teşekkür ederim gençler, güzel bir program yaptık gibi. Bakalım neler olacak...

Çok geçmiş olsun , inşallah tedaviniz çok güzel geçer ve bu hastalığı yenersiniz, bence ailenize söylemelisiniz onlar da senin için dayanacaklardır size moral vermeye çalışacaklardır diye düşünüyorum , moralinizi çok yüksek tutun , bence yeneceksiniz doktorunuzun dediği gibi

Atlatmanızı gönülden dilerim öncelikle..
Desteğe ihtiyacınız olacak bu süreçte.. bir şekilde söylemeli gibi geldi bana.. yanınızda olurlar.

İmla hataları için kusura bakmayın mobilden yazıyorum

Öncelikle çok geçmiş olsun
Bu süreçte manevi bir destek ihtiyacı hissedebilirsiniz sanki, evet söylemeye çekinmekte haklısınız fakat tedavi boyunca yanınızda olmalarına da ihtiyaç duyabilirsiniz.

Yine karar sizin tabii ama aileniz de bilmeyecek de kim bilecek? Bilmek hakları diye düşünüyorum. Tek başına mücadele edilebilecek bir hastalık değil kanser

ailesel destege cok ihtiyac duymadan tedavi ve motivasyon bana yeter derseniz soylemeyin bence cunku onlara mide agrim var desen bile uyuyamazlar o yuzden iyi karar verin soylemek icin

Merhaba,

Çok geçmiş olsun. Herkesin durumu elbette farklıdır, ancak yakın arkadaşlarımdan birine 21 yaşında teşhis kondu. Tedavisini tamamladı, şuan üzerinden on yıldan fazla bir süre geçti, gayet sağlıklı, mutlu bir hayatı var.

Aile konusu elbette kişisel seçim, ancak bildiğim kadarıyla tedavinizin ağırlığına göre destekleri iyi olacaktır. Bu bilgilerle dışardan bakıldığında söylemek daha mantıklı gibi. Doktorunuz ve ailenizle birlikte hareket etmek en doğrusu.

Geçmiş olsun.

Bence söylemelisin, ailenin desteği sayesinde süreci daha rahat atlatırsın.

çok geçmiş olsun. morali yüksek tutalım, umarım yenersiniz.

çekinceyi ben de anlıyorum ama insan dayanacak birisini arar yanında bence, mutlaka paylaşmalısınız diye düşünüyorum. hem sonradan öğrenirler, bir de sakladığınızı farkederlerse daha çok üzülebilirler. hiç anne terliği yemediniz galiba :P

bir fincan kahve +1

ölümcül bir hastalığı atlattım. senin moduna göre onlar da benzer moda girecek. söyleme yada senin modun, moralin çok iyiyise daha basit bir hastalık gibi söyleyebilirsin. anne başka bir şey ama şunu yap yada yapma demek çok zor. ana gibi yar olmaz.

Cok gecmis olsun sanirim genc yasta bu illeti atlatmak daha kolay oluyor. Bir arkadasim da uygun tedaviyle atlatti. eskisi gibi degil artik kansere karsi tedaviler cok ilerledi.

geçmiş olsun, şükürler olsun ki tedavi ile çözülebilecek bir durumdaymışsınız. bu hastalığı atlattıktan sonra aile öğrenirse daha çok üzülecektir bizimle neden paylaşmadı diye. bu süreçte insana en iyi ilaç aile, yakınlarından göreceği destek derler malum. bence paylaşın

Geçmiş olsun. En azından bir kişiyle paylaşmalısınız bence bu durumu. Özellikle sizi gerektiğinde hastaneye getirip götürebilecek biri olmalı. Bir kuzen, yakın bir dost... Ailenize söylemek istemiyorsanız ve böyle daha stressiz olacaksanız öyle yapın. Önemli olan sizin huzurlu olmanız.

Çok geçmiş olsun. İnşallah en kısa zamanda tedavi olur ve iyileşirsiniz. Ailenizin bilmesi şu aşamada daha iyi. Bir de hastalığın duygusal yükünü üzerinizde taşımayın. Aile bizim en yakınlarımız.

bence söylemelisiniz ve onlar da size destek olmalılar. umarım hızla iyileşirsiniz. geçmiş olsun.

Gecmis olsun, moralini yuksek tut lutfen. Tedavisi olan bir hastalik nihayetinde. Yapabilecegimiz bir sey var mi?

Geçmiş olsun... Bence söyle. Çünkü sonradan ah keşke söyleseydin dedirtme kendine. İlk üzülecekler ama Bir sure sonra alışacaklar. Sonra sen iyileşeceksin, normale dönecek her şey. Üzülme geçiyor.. Zaten saklayamazsın bunu ki.. Sadece hafifleterek söyle. Kolay iyileşen çeşidiymiş de...

çok, çok geçmiş olsun.

moralinizin yüksek olmasının ciddi bir önemi var. kendinizi yalnız hissetmeniz tedavinizi de kötü etkiler, o zaman söylememeniz ailenizin işine de yaramaz. yani tam da yapmak istemediğiniz şeyi yapmış olmayın.

ailenizi onlara sormadan size destek olma şansından mahrum bırakmayın bence. tedavinizin gidişatında başından beri yanınızda birilerinin olması ve o birilerinin aileniz olması hem iyi etki eder, hem de ailenizin hakkı bana kalırsa.

evham yapan bir aile ferdi varsa belki ailecek ondan gizleyebilirsiniz. o kararı ailenizin geri kalanıyla alabilirsiniz.

kendinizi yalnız bırakmayın, lütfen. doktorunuz da güzel şeyler söylemiş madem, stres yaparak avantajınızı dezavantaja çevirmeyesiniz. umuyorum bu döneminiz olabilecek en hafif şekilde geçer ve en kısa zamanda sağlığınıza kavuşursunuz. sevgiler.

Geçmiş olsun. belki bir kaç hafta sonra, tedavi yola girip ilerleme yapıldıktan sonra olabilir.

Belki yumuşatarak söyleyebilirsiniz, böylece hem yanınızda olurlar hem de çok evham yapmamış olurlar. Mesela “şyramda şuramda şöyle birşey çıltı, kötü huyluya çevirme riski yüksekmiş, hemen müdahale edelim dediler” gibi gibi.

geçmiş olsun. inşallah bir an önce sağlığına kavuşursun.

üzülmelerinden ve onları senin için üzülür görüp, senin daha da zorlanmandan korkuyorsun. ama en doğrusu paylaşman. üzülecek olsalar da bunu tek başına taşıma. ailen ve arkadaşlarınla mutlaka paylaş. bazen hasta yakını, hastadan daha hasta olup, hastanın da moralini bozabiliyor. bence paylaşırken bu uyarıyı da yap: siz bana moral vereceksiniz, destek olacaksınız, de.

kesinlikle paylaş. çok çok çok geçmiş olsun.

Geçmiş olsun. Bunu gizlemenin ne senin ne de ailen için doğru olduğunu düşünüyorum. Anneme hastaymışım ya, karaciğer kanaması, ülser vs falan diyor doktor diye başla. zamanla kanser olduğunu söylersin. bir anda söylemene gerek yok (annen için). diğer aile fertlerine direkt söyle.

bu arada hangi kanser türü? 22 yaşında bir kız arkadaşım cilt kanserini gayet hızlıca bir sene içinde yendi ve tamamen iyileşti. umarım senin de aynı şekilde olur.

Hocam herkesin aile durumu farklı o yüzden diyebileceğim tek şey moralli olmanız. yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla annenizi çok seviyorsunuz. bence en büyük motivasyonu ve desteği anneniz sağlayabilir.

siz söylemeden ne bileyim hastane kağıtlarından, ilaçlardan vb. durumu kendisinin anlaması halinde üzülebilir. ama sizin ağzınızdan duyarsa, birlikte daha güçlü olabilirsiniz.

Gecmis olsun.

Zaten hastalik canini sikacaktir bozacaktir, bir de ailenden bunu gizlemeye calisarak kendini daha da sikintiya sokmamalisin. Tedavine mi odaklanacaksin, yoksa bunu gizlemek icin ailene mazeretler bulmaya mi?

Çok geçmiş olsun öncelikle.

Ben bu meseleyi tek başıma asarim diyen adam bu hastalığı ezer geçer. Önce onu diyeyim. Takdir ettim sizi. Zira çok sevdiğim bir abim bu motivasyonla nasıl yapabildiyse artık 9 ayda hastalığı tamamen yendi. Sizi kendisiyle tanistirabilirim bile. Eşi ve kızı iyileştikten sonra öğrendi.

Kimi insan hayatında sevdiklerinin desteği ile motive olabilirken kimisi de onların karşısına başarı sonrasında çıkmak üzerine motive olabilir. E malum bu hastalığın en etkili ilacı moral motivasyon.

Ben sizde bunu gördüm şahsen. Ailem öğrenince üzülecek diye tedavi süresince sevkiniz kırılacaksa, ve bazen de yakinlarimiz bizleri bize karşı hassasiyetleri hasta psikolojisine soktuğundan bu durumu yaşama ihtimaliniz varsa şimdilik söylemeyin. Ta ki tek başınıza bu sürecin zor olacağını hissettiginiz ana kadar. Hiç sanmıyorum ama olur da tedavi sürecinde tokezlediginizi, yoruldugunuzu, zorlandiginizi hissettiginiz ilk anda yakinlariniza bilgi verin. Ama muhakkak verin öyle durumda.

Şimdiden geçmiş olsun. Bu motivasyonu kaybetmeyin. 1-0 öndesiniz. Tebrikler :)

Abi çok çok geçmiş olsun. Umarım hızlı bir şekilde atlatırsın. Bence ailenle en başta konuşmalısın. Destek filan muhabbetlerini de geçelim gizli tutmaya çalıştıkça başlarda kafanda ekstra stres unsuru olacak.

geçmiş olsun dostum.

artık bir çok insan rahatça kurtuluyor ve bünyesi müsait olanlar normal bir hastalık gibi zamanla iyileşiyor. ailene de söyle, sevdiğin dostlarına da güzelce atlat kaldığın yerden yürümeye devam et. hiiiç dert değil, atlatar geçersin. bir süre sonra buraya yine duyuru açar, la kanser falan kalmadı bitti diye biz de seviniriz. :)

Çok geçmiş olsun. Yine de siz bilirsiniz ama Bence soylemelisiniz. Aile olmanın mantığı biraz da bu değil mi. Bana kalirsa onlar da bilmeyi hak ediyor. Onlara bu süreçte sizin yaninizda olma şansı vermemiş oluyorsunuz söylemezseniz. Sonradan ogrenirlerse gizlediginiz için daha cok uzulebilirler. Yalnız degilsiniz, yalniz atlatmak zorunda da degilsiniz o yüzden. Bu dönemi birlikte atlatabileceginiz bir aileniz varmış ne güzel. Hem gizlemek sizin için fazladan bir çaba ve stres demek.

Çok geçmiş olsun. Umarım en kısa zamanda iyileşmiş olacaksın. Önemli olan moralinin yüksek olması.

Ben söylemen taraftarıyım. Böyle durumlarda aile desteği ekstra motivasyon sağlayacaktır.

Geçmiş olsun. Bence ailene söylemen iyi olur eğer onları düzenli olarak görüyorsan. Tedavinin yan etkilerini sende gorurlerse (sac dokulmesi, yorgunluk hali vs) onlar soracaktır zaten. Motivasyonunu yüksek tutman gereken zamanda bir de onlardan saklama stresiyle uğraşma bence. Ayrıca yaninda birilerinin olması çok daha iyi olur tedavi açısından.

Herkes söylemiş ben de tekrar edeyim. Neden motivasyonunu yüksek tut diyoruz? Motivasyonunu yüksek tuttuğun sürece bağışıklık sistemin güçlü olur, bu da hastalığa karşı korunaklı olduğun anlamına gelir.

Bol şans.

çok geçmiş olsun. tek başına göğüslemektense paylaşın bu durumu ailenizle. her iki taraf için de daha iyi olacaktır.

Eskisinden sağlam olursun inşallah.

Yaptığın hareket çok asil, yüreğinin büyüklüğünü gösteriyor. Ama sen iyileştikten sonra bir gün öğrenirlerse, bu süreçte yalnız olduğunu düşünecekler ve içlerinde hep bir burukluk, kendilerini suçlama psikolojisi kalacak. Oysa beraber atlatırsanız tam tersi sonsuz bir iç huzuruyla dolacaklar. Bilmek hakları. Hayatta her şey yeri ve zamanı geldiğinde yaşanmalı.

Çok geçmiş olsun, doktor henüz geç değil dediyse kısa zamanda atlatırsın bunu, moralini bozma.

Bence ailenle paylaşmalısın. Evet üzülecekler ama söylemediğini öğrenirlerse bence daha çok üzülecekler.

Ailen başta üzülüp kahrolsa da, bu süreçte senin yanında dağ gibi durabilmek için üzüntülerini bir kenara bırakıp toplarlanacaklardır. Annen sandığından çok daha güçlü, hiç merak etme.

Cook geçmiş olsun. Rabbim şifa versin. Bence ailenle paylaşman daha iyi olur. Destek olurlar. Çünkü aile çok farklı birşey. Manevi olarak ayakta kalman için önemli birşey.

cok gecmis olsun ve gececek insallah once buna kesinlikle inanmalisiniz.
aileye soylemeden bu surec zor gecer sizin icin. ama sen de haklisin anneye dediginde tabi ki uzulecek. tek care once gercekten inanip, bu sureci tastamam sindirip annenin karsisina inanilmaz bir gucle cikman ve destegini istemen. anneler cesur olur, seni guclu gorunce icindeki cesaret daha cabuk cikacak ve atlatacaksiniz allahin izniyle.

hemen inanma doktorlara. hele özelse hiç inanma. şimdi bu hastalıktan kurtulmak çok kolay. bir yakınımızın kolon kanserinden sonra 2 yılı geçti. tahlilleri tertemiz çıkıyor.

Bu bir süreç. Sen nasıl kendini üzgün hissediyorsan başkaları da hissedebilir. Bu hislerin yaşanması gerekiyorsa, bırak herkes yaşasın. Bunu ailen ile, yakınlarınla birlikte yaşamazsan hem süreci, hem de hastalığı atlatmakta zorlanırsın.
Bu süreç seni korkutabilir. Ancak korkmak, korkmamak kadar doğal bir duygu. Karanlık bir odada yalnız oturmak yerine, ailenin, arkadaşlarının elini tut, desteğini hisset. Gerisi kolay.

Geçmiş olsun. Umarım atlatırsın bu bela hastalığı. Daha gençsin ve genç insanların direnci daha fazladır. Bence kesinlikle söylemelisin. Çünkü ameliyat/kemoterapi ciddi tedavi yöntemleridir. Emin ol sen ihtiyaç duyacaksın onların desteğine. Şu durumda anladığım kadarıyla durumun kötü değil. Bu haldeyken gidip durumu onlara açıklamalısın. Nasıl bir tedavi yöntemi izlenecek bilmeliler. Bilmeliler ki uzun vadede karşılaşacağın zorlukları seninle paylaşabilsinler. Bir de şu açıdan düşün. Allah göstermesin ama durumun kötüye giderse onlardan destek istemek zorunda kalacaksın. Ve seni o halde görmeleri, o ana kadar onlara haber vermemiş olman daha çok üzecektir onları.

Bence vakit kaybetmeden paylaş onlarla bu durumu.. Tekrar geçmiş olsun

Geçmiş olsun birilerine söyleneni tavsiye ederim. Moralin umarım hiç bozulmaz ama bozulduğu bir an olursa seni toparlayarak birileri olmalı. En kısa zamanda toparlayacaksın. Şuraya kanseri atlattım yazacağın günü şimdiden bekliyorum.

geçmiş olsun...

ben de ailenize söylemeniz taraftariyim. onlarin yerine kendinizi koyun, böyle bir şeyi sizden sakladiklarinda kendinizi dışlanmış ve eksik hissetmez miydiniz?

ustelik böylesi bir durumu gözlemeniz ileriye yönelik farklı şekillerde de size olan güvenin sarsılmasına sebep olabilir. şahsen ben anne olarak evladının benden bir şey gizledigini bilsem sonraki donemde ne söylerse söylesin inanmamayi tercih ederim ya da içimde bir bit yeniği hep kalir.

bu süreçte tedaviye odaklanmaniz gerekirken sürekli seri şekilde yalan söylemek, bir şeyler gizlemek ve güven problemleri yaşamak isteyeceginizi zannetmem.

ustel ik 4. evre akciğer kanseri atlatmış bir babanın kızı, lenf kanserini yenmiş birinin arkadaşı, daha çok yeni akciğer kanseri atlatmış bir dostun yareni olarak moral destek en kıymetli silahiniz olacak diyorum.

geçmiş olsun, güzel haberlerinizi bekliyorum.

inanıyorum ki atlatacaksınız. bence de söylemelisiniz. belki size, sizden daha yardımcı olacaklar. bunu bilemeyiz.

Cok gecmis olsun. Ben de soylemekten yanayim. Insan ne kadar guclu olursa olsun ufacik bir zayiflik aninda bile ailesinin destegiyle tekrar ayaklanabiliyor. Umarim en kisa surede atlatirsin.

Geçmiş olsun kardeşim. Atlatacaksın inşallah bugünleri.

birerbir tecrübem olmadı ama filmlerden gördüğüm kadarıyla tek başına atlatılabilecek bi süreç değil. mutlaka söyle. ayrıca anne/baban kanser olsa sen bilmek istemez miydin?

geçmiş olsun.

Geçmiş olsun. Bilmeye hakları var. Söyle. Birbirinize destek olun. Aile bunun için var.

Yaşın genç. Yenersin bence.

Geçmiş olsun .. Bence de aran iyi veya kotu olsun soyle... Mücadeleye devam...

Geçmiş olsun. Bugünler de geçecek. Erken aşamalardaymışsınız zaten. Annesi, kuzeni, teyzesi kanser talmatmış bir insan olarak "Kanaerden değil, geç kalmaktan korkun" kafının doğruluğunu defalarca gördüm. Erken olduğuna göre, korkmanıza hiç gerek yok.

Aileye gelince, düşün ki annene bu teşhis kondu. Bilmek ister miydin? Cevabın evetse, senin de cevabı saklaman bencillik olur. Bir de, grip olunca o süreç bile kolay geçmiyor. Atlatacağınıza eminim ama o süreç basit bir süreç değil tabii ki. Bu süreci tek başınıza atlatmanız size daha çok yük olur. İyileşmenizi de zorlaştırır. Böyle haberleri vermek zor ama belki onların tanıdığı birileri çıkar, sana yardım edecek olan birileri öıkar. O kapıları da kapatmış olursun söylemeyerek.

Çok sağ olun yanıtlarınız için!

Çok geçmiş olsun. Nasıl rahat hissedecekseniz öyle davranın. Ama eminim onlar bilmek isterdi ve bu süreçte işi çaktırmadan götürmen çok zor.Doktor olduğum için soruyorum tanınız ve tedaviniz konusunda mesaj atabilirseniz yardımcı olmak isterim.

kanser yenilenebilir bir hastalık.
en yakınlarımda yenen ve üzerinden seneler geçenler var.

annene söylemen gerekiyor çünkü onun da sana destek olma hakkını elınden alamazsın.
ayrıca tedavılere tek gıtmek sorun degıl, bu bır hastalık bır sınav sadece sana gelmedi, bunu sevdiklerinle yasayacaksın. inşallah yeneceksin de.

moralin bozuldugu anlarda ne yasadıgını bılmedıgı ıcın sana bagıran ya da anlayıssız davranan annenın sonradan bunu ogrenınce hıssedeceklerını dusun.

annenin basına gelse senden saklayıp gıtse tedavılere ne hıssedersen oyle yap.

Değişimse önce Apple'a gidiyor, Apple geri gönderiyor. Birkaç gün sürer en fazla.

Randevu almak mümkün. Sürekli sayfayı yenileyin. Bir de hafta içi bir akşam çıkın apple store’a gidin kimse yokken yardımcı oluyorlar. He iki saat beklemiş olursun ama sıra olmuyor zaten git dolaş, mesaj attığımızda gel diyorlar.

Randevulu iki defa randevusuz bir defa gittim. İki defa değişim yaptırdım :)

Peki cihazın 5s. Ses butonları içine göçtü. Gorusme sesi de az geliyor tam ses olmasına rağmen. Daha önce 2 sene önce falan 4s'imi direkt değiştirmişlerdi. Hatta ben onarım istiyordum. Değişim değil. Su anki cihazım da çok yeni. Onarsalar daha iyi ama değişirler galiba değil mi?

Zaman aşımı söz konusu ise alman zor.

Olur olmaz her argümanı bir araya getirip bu niyetle hareket edersen süt parası değil, ancak intikam almış olursun.
(Bir işten maksat ne ise hüküm de ona göredir)

Fasist tanimlamasindan rahatsiz olmayacak kadar devletci bir ciftiz. Devletten intikam alma dusuncesi ne haddimize ne de fitratimiza uyusur. Biz sadece verilen haklari kullananmis olmamizin gereksizligini farkedip kullanmak istedik.

Bizim icin devlet herseyin ustundedir. Allah devletimizi muzaffer etsin, daim kilsin.

e-devletten görebiliyorsun.

ben 3 sene önceki parayı hesabıma eft yaptırmıştım

devletten zengin degilsiniz, ayrica o paralari fonlayan da yine sizsiniz. neden almadiginizi anlamadim gercekten.

Zaman aşımı 5 yıldır.
Ayrıca 300 tl aile ve sosyal politikalar bakanlığından alınıyor, süt parası ise sgk’dan alınıyor.

www.sorularlasgk.com

Bir de onlarin sistem hatasi yuzunden paranin ustune yatmis muamelesi gormek beni uyuz etti. Ben de o yuzden uyuzluk yapmak istedim acikcasi. Yoksa lanet olsun bankasina da parasina da. Farketsem o an ayni anda cagri merkezini arardim atmden ayrilmadan zaten.

talep iste ki, ikinci defa da istemesinler bence. nolur nolmaz

her ne yapacaksaniz, yazili olarak yapmaniz sizin için iyi olacaktır.

hocam
öncelikle yazılı talep iste
2. si mahkemeye verirlerse kamera kaydını da verirler mahkeme masrafı da sana kacar
hesap hareketlerini incele
elden gotur parayı gittiginde de kredi isimizi cozun de

Yani sevinçten midir bilmem ama mesela arkadaşlarımın bi çoğunun nikah töreninde gözlerim dolmuştur. Benzer şekilde ilk öğrencilerimi mezun ederken, çok değer verdiğim kişiler tarafından övülürken vd.. gururla karışık mutluluk durumlarında oluyor bana sanırım.

istedigim okulu kazaninca sevincten aglamistim.
mutluluktan agladigim da cok oldu.

Oldu birkac kere, genel olarak hayatimi degistiren olaylardi.

Bir de genel olarak arkadas dugunlerinde gozlerim doluyor ama hungur hungur agladigim mesela su an yasadigim ulkenin vatandasligina kabul mektubu aldigimda olmustu.

bazen sevgilime karşı hislerim yoğunlaştığında bile ağlıyorum. hatta dışarda bir çiçek bir hayvan gördüğümde bazen. ' ne kadar güzel' mutlulugundan agladıgım çok olur.

Sağlığım için ağlamıştım. Patoloji sonucunu sabah 8 buçuk gibi bana arayıp söyleyecekti, geceden sabah telefon çalana kadar gözümü kırpmadım. Hayatımın en mutlu anıydı ve mutluluktan ağlarken uyumuştum. Bir tane daha var, hayatımın en güzel doğum günüydü. Bi daha öyle bir gün yaşar mıyım bilmem.

Ben hayatimda sevincten ilk defa dogacak cocugumun cinsiyetinin kiz oldugunu ogrendigimde aglamistim.

Ikinci defasi da kizimin dogdugu andir.

Dusunuyorum da hayatimda beni aglatan, gulduren, yasama tutunduran yegane sey kizimmis zaten. Beni bu hayatta aglatacak da guldurecek de tek varlik o.

Birkaç kere.

Doğduğum ve büyüdüğüm şehirden uzaklaşmıştım, o şehirdeki evimizi satmıştık. İlk 17 yılımın tamamını, sonraki 5 yılı da yılda 4 ay geçirdiğim şehri 4 sene hiç görmemiştim. Rüyalarımda üstünden uçup konamıyordum, yüzüyordum ama oraya ulaşamıyordum. 4 sene sonra adım atınca sevinçten önce elim ayağım kitlendi, dilim tutuldu, ne yapacağımı ve nereye bakacağımı şaşırdım. Sonra gözlerim dolmaya başladı, sonra da birden koşmaya başladım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. En sonunda da dizlerimle yere oturup avucuma biraz toprak alıp koklamaya ve daha çok ağlamaya başladım. Bir anda kavuşunca öyle kısa süreli bir delilik oldu. Şimdi o kadar özlemiyorum ama, o zaman çok özlüyordum. Kavuşunca çok çarpmıştı.

Bunun dışında, bazen huzur dolunca da gözlerim dolar. O anı yakalamak, oama sahip çıkmak isterim.

ben ilk defa kedim doğum yaptığında mutluluktan ağlamıştım. hiç anlam verememiştim, ne diye akıyor bu gözyaşları diye düşündüğümü hatırlıyorum.

ikincisinde ise kabak koyu'nda şelaleye çıkarken durduğumuz, tersi fena ya da tersi dünya denilen kayalıklarda ağladım mutluluktan. yanımda çok sevdiğim adam, önümde dünyanın en güzel manzarası vardı. hiçbir kötülüğe yer olmayacak kadar güzeldi her şey. "çok güzeeğğll" diye hüngür hüngür ağlamıştım.

ben de bu sorudaki hikayeleri okuyunca alamaklı oldum şu an biraz. sizlerin adına sevindiğimden.

Duygusal biri değilim. Sadece evlenme teklifi aldığımda ağlamıştım (istemsiz bir iki damla yaş sadece). Evde otururken durduk yere gelmişti teklif, çok huzurlu ve rahat olduğum bir anda yakalamıştı. Restoranda orda burda olsa ağlamazdım yine.

ağlanıyor tabi.

ben galiba en son 6 sene önce ağlamıştım, başka hatırlamıyorum bile.

diğer örneklere göre biraz tırt olacak ama djokovic roland garros'u kazandığında ağlamıştım. benim için de öncesinde bu durum bir mevhumdan ibaretti, nasıl olur falan diyordum. sonrasında da şaşkınlığım sürmüştü. ama olabiliyormuş hakikaten.

Hiç sevinçten ağlamadım. Benim için çok onemli olan şeyler de yaşadım, sevinçten havalara ucmam lazım olan durumlar da oldu gayet sakin davrandım hep. Sadece üstume gereksiz bir huzur çöker öyle durumlarda.


Üzüntüden, kizginliktan agladigim cok olur ama. Anahaber izlerken ağlayan biriyim.

Bana olmuyor oyle seyler. Tabii erkek kisisiyim, onun da etkisi vardir.

Su da cok tatli:) www.youtube.com

en güvenmeyecegim domainlerden biri.

@kurnaz, nicin peki?

Diyelim ki bir blog icin olsun bu domain. Hatta hayvansever, pet blogu vs olsun. Adi da petadresi.com olsun. Iste tecrubelerin vs paylasildigi bir yer olsun. Guzel degil mi boyle bir site icin?

alan adından ziyade sitenin tasarımına falan dikkat ederim şahsen.

Uzak dururum. Asla tıklamam.

@diffar, neden ki? Sebebini de soyleseniz?

Tanim olarak da jenerik değil keyword domaindir. Jenerikle kıyaslayacaksak güzel degil.
Hebele.com adresinden kitap satmak daha iyidir

tum hakları saklıdır doğru söylemiş. jenerik falan değil o domainler bildiğin keyword domain.

mesela hayvanlar üzerine kurulu bir domain alacaksan, hayvanatbahcesi güzel bir domain olabilir, jeneriktir de.

bir forum kuruyorsan, domaininde forum geçiriyorsan o jenerik falan olmaz.

Milli savunma universitesi var.

@üğpo ya onların arabası temiz değil :D altı güneş görmüş asdasdsa. Aynen ben de çok şaşırdım mercedes 220 etmez diyolardı ford focus'un dizelinin 124 bin olması wut? :O

galericileri boşverin.
iyi fiyata satmak istiyorsanız sabretmeniz lazım. ilan varsa daha rahat yorum yaparız.

yapıkredi mesaj atıp duruyor günlerdir 14bin küsur krediniz hazır diye düz 15 verebilirim?

Geçen lafı geçti, bayram/tatil dönüşü, okulların açılma dönemi vs zamanlarda satışlar durulurmuş. Şu an tam o dönem, millet iş güç, okul alışverişi derdinde, paralar da suyunu çekti. Aklındaki fiyat oysa bekle biraz. Bi de çevrene haber sal, temiz aracın kıymetini en iyi tanıdık bilir. Bizim işyerinde örneğin herkes birbirinin arabasını alır.

Acilin ford focus uzmani geldi.

Araciniz dizel olsa 65-75 arasi giderdi durumuna, donanimina gore.

Ayni aracin siyahi, otomatik parklisi falan hem de 2015 modelini 53'e sattim.

Maks satabileceginiz rakam 55. Malesef. Cunku atosferik benzinli arabayi kolay kolay herkes almiyor. Almasi icin rakam avantaji gibi bir sey lazim. Adam bos paket dizel sifir km bise alacagina atmosferok benzin olsun bari de dolu olsun ikinci el alayim madem desin.

Bu arada focusta kirmizi aranan bir renk degil.

Not: aracim 20 binde ve kazasiz oldugi icin o paraya gitti. Yoksa 49-50'ydi ancak

@üğpo onlar olmasa 67'den 1 lira aşağı inmezdim :(. @evrenos sizin araçta otomatik park etme olduğuna göre manuelmiş, çünkü powershift şanzımanla otomatik park gelmiyordu.

1.6 benzinli otomatik dediğinizde insanların algısı: benzini içer bu.

ama onun aracı 2015 imiş, belki onda geliyomuştur.

Hee, sizin arac powershift ise is degisir. Ama iki arkadasim kazasiz hatasiz lansman sarisi sunrooflu titamium 1.6 piwershifti 58-59 bine falan aldilar. Yani maks degeri 61 diyelim.

@mada ilandaki aracın ön kaput boyalı, hasar kaydı yok demiş demek ki dışarda yaptırdı ne kadar hasar var bilinmiyor, motor toplanmış bile olabilir. Onun haricinde 30 bin km geride ve kırmızı :D (kırmızı mühim 4000 tl arkadaşlar o renk az değil :))

Arabanın rengine kimse ikinci elde 4000 fazla vermez. İstediğiniz fiyata hasarsız 30 bin km'de satıyorlar. Tek çamurluk boyalı 20 binde bile var.

Genel olarak zaten bir şey satmak zor. Olmazsa daha da fiyat arttırıp öyle koy, istediğin fiyata kadar indir. Bir şeyler kazandığını hissettireceksin karşı tarafa.

azını fazlasını bilmem ama bu çok istiyorsun 54 verelim bir taktik.
gün içerisinde 5-6 kişi 54 verelim diyor asıl alıcı 57 deyince fit oluyorsun. İnanma o söyleyenlere.

araç temiz değil ama 2 kazası var 83.000 de benzinli benzini içer ki içiyordur da.
Kafandaki malım kıymetli imajı alıcı için geçerli değil.

Sen haksızsın onlar haklı gibi görünüyor.

Renge 4000 tl versinler demiyorum zaten, 15000 km de hasarsız araç 72500'den koyulmuş sahibinden'e bazı parametrelere yanlış bakıyorsunuzdur @lim5. Bu duyuruyu mu gördüler acaba fiyatlar düzelmiş :D

Hesabında bloke varsa sen o hesaptan para çekemediğin gibi vergi dairesi de o hesaptan para çekemez. Yani hiçbi şekilde tahsilat olmaz blokeli hesaptan. Bankadan yazı gittiğinde borç miktarın belli olur o borç miktarını ister peşin ödersin ister 24 aya kadar taksit yaparsın. Taksitlendirme işlemi için de bir miktar peşinat isterler senden. Sonuç olarak peşinatı yatırdın taksitlendirmeyi yaptın diyelim icra haciz servisi vardır vergi dairesinde sana verecekleri taksitlendirme belgesiyle git icra hacize e hacizleri iptal ettir.

Ben de bjr sey sorabilir miyim? Odeme baslangic tarihinden ne kadar sure sonra haciz geldi?

Kredi kartına bloke nasıl oluyor?Tüm limitimi alacaklar? Sacma olmuş.

@evrenos gazi "Ben de bjr sey sorabilir miyim? Odeme baslangic tarihinden ne kadar sure sonra haciz geldi?"

valla toplamda 5 sene ama arada yarısını falan ödemiştim. bir kere daha yapılandırmıştım, bir iki taksit daha ödemiştim vesaire. yani son ödeme yaptığımdan itibaren tam kaç sene geçti bilmiyorum.

muhtemelen kredi kartı blokesi bankanın kendi tedbiri çünkü sadece tek banka yaptı. diğer kartlarda bloke yok şu an.

18 eylülde mazeretli kayıtları kabul ediyorlar.
normalde 16sına kadar
son günden bir gün önce olduğuna göre kalabalık olma ihtimali var.
sitede çalışacak yazıyorsa çalışır.

dün benim önümde 40 kişi vardı saat 15:30 civarı tabi bekledikçe hızlı geldi. 12 kişi sıra alıp gitmiş. Sıra dışından insanlar bir şey sormak maksadıyla çok meşgul ediyorlar çalışanları.

Kuyruk var. Demin kayıt yaptım. 11.20'de sıra aldım. İşlerim bittiğinde 14.10'du. 2 saat 50 dk sürmüş. Önümde 122 kişi vardı.

Ben de hallettim arkadaslar sagolun. 11'de orada oldum. Saat 13'te sira geldi.

lenovonun hayvan bataryalı bir modeli var. 2-3 gün şarjı gidiyor.
iki arkadaşım kullanıyor ve çok memnunlar. fiatı da 1400 filan.

Eger ithalat garanti düşünürseniz kesinlikle xiaomi mi5 prime veya mi 5s veya 5s plus hepsiburada satıcısi ile alın. 1200 1500 bandında. (Tek sorun hafiza kartı dsstegi yok onun için 64 gb olanlar isinizi görür)
Yok ben türkiye garantili istiyorum diyorsaniz kamera performansi ortalama fakat bataryasi uber olan lenovo p2.
Bunun dışında asus zenfone3 64gb olan 4gb ram e sahip; ois destekli kamerasi iyidir. Vatanda 1499a satiliyordu kampanya ile, hepsiburada 1500 küsür.

Lenovo motorolayi satin aldı moto z play yine lenovo türkiye garantili 1500 tl.

1700tl bandina samsung a5 2017 var su gecirmez özellikli.

Ithalat garantili huawei p9lar var 1700 bandına leica lensleri var.

@teri k6 note. kullanıyorum ve batarya 2 gün sorunsuz gidiyor.

ama f/p canavarı diyemem. huawei'nin alt modellerini tavsiye ederim. p9 lite 2017 çok iyi bir telefon.

lenovo p2

Lenovo moto g4 plus

eğer amacın sadece fotoğraf çekmekse lumia 1020 bakabilirsin.
ama onun dışında hiçbir şey bekleme telefondan. whatsapp desteği bile kesilebilir :)

xiaomi mi 5s

Xiaomi kesinlikle

gerçekten çok iyi fotoğraf çeken ve güzel görünen ama aşka hiçbir şeyine kefil olmadığım telefon; LG G4

tek kriter fotoğrafsa alınır.

Lg g4 alirsan elinde patlar. Bootloop ve ghostscreen sorunları nedeniyle üretilmiyor bile. Lgnin bu hale dusmesinin sebebi. Hatta entrym var
eksisozluk.com
Xiaomi mi5 ois destekli kamerasi var.
Xiaomi mi5s sensoru iyidir videosu eis destekli. Bu ikisinden iyisini bu paralara bulamazsın.

Xiaomi fetisini bosverin artik. Sebeke sorunlu onlar. Google'a yazin bakin.

Gercek bir fp canavari ve en iyi ozelligi kamerasi olan lenovo moto g4 plusi arastirin.

xiaomi mi 5 var bende şebeke sorunu filan yok. kamerası 16 mp. çok iyi.

Saydigim bolumler aof bolumuymus. Auzef bolumleri ne kadar dandikmis yahu!

Sosyak hizmetler, sağlık işletmeciliği, sivil havacilik yer hizm, hukuk buro yönetimi, kulturel miras, tibbi dokumantasyon var.

Lisans icin de sosyoloji, tarih, cografya, felsefe, iktisat, isletme.

sosyoloji.

ben bu sene anadolu üni sosyolojiye kaydoldum.
istanbul üni yi düşündüm ama ekşide yorumları daha iyiydi anadolunun. sonuçta adamlar bu işin piri. istanbul üniersitesinde herşey daha zormuş(girmek de çıkmak da zor yazmışlar). bir de sınav merkezi azmış auzef in. harcı da daha ucuz aü nün. bir de online eğitim imkanı daha iyiymiş. fyi only :)

Notta bahsettiğiniz "absürt yaklaşımlar"a sahibim ancak bir psikolog olarak kaygınızı anlıyorum, ve yazmak istedim.

Bez değiştirmek, banyo yaptırmak gibi bakım süreçlerine babası olarak katılmalısınız, bu aranızdaki bağı kuvvetlendirmek ve eşinizle yapacağınız iş bölümü açısından önemli. Ancak yaşı büyüdükçe (anaokulu döneminden itibaren) kızınız bedenini tanımaya, sorgulamaya başlayacaktır. Bu dönemde ona hakettiği izolasyonu vermelisiniz. Bedeniyle ilgili sorularını ebeveyni olarak yanıtlamalısınız. Tuvalet eğitimini aldıktan sonraki dönemde yavaş yavaş sınırınızı koymaya başlayabilirsiniz: Bir erkek veya babasından öte, bir birey olarak. Bu demek değildir ki ihtiyacı olan durumda yardımına koşmayacaksınız. Ama kişisel sınırlar bu dönemde çizilmeye başlar ve bunu ebeveynleri olarak en başta siz öğreteceksiniz.

Ebeveyn ve çocuğun cinsiyetinden bağımsız olarak dudaktan öpmek, çocuk istemediği halde mıncırmak, sıkıştırmak kişisel sınırların ihlaline girer. Ten teması, dokunarak sevgi paylaşımı çocuk gelişiminde çok önemli. Ancak ebeveynler, akrabalar ve komşular olarak çocuğa, onun isteği haricinde kimsenin bedenine dokunamayacağını öğretmek de biz yetişkinlerin görevi. Hele ki çocuk ile samimi olmayan birinin yeri geldiğinde çocuktan izin alması doğrudur, "seni öpebilir miyim?" gibi.

Kısacası, babası olarak çocuğunuzla sağlıklı ve keyifli bir ilişki kurmak için elbette birbirinize dokunacaksınız, sarılacaksınız; ona banyo yaptıracaksınız, altını değiştireceksiniz. Ve en önemlisi büyüdükçe kendi ve başkalarının bedeni ile ilgili sorularına doğru yanıt vereceksiniz. Onun ipuçlarını iyi takip edin, yüz ifadelerini ve jestlerini okuyun. Hoşlanmadığı temasları en iyi bu şekilde tespit edebilirsiniz.

@fotrsapka, vakit ayirip yazdiginiz icin tesekkur ederim. Notta yazdigim kismin dogrusunu bir psikolog olarak tabii ki siz benden daha iyi bilirsiniz. Ben dogru yanlisligindan ziyade kisisel bir bakis acisiyla yazdim o notu. Ona rağmen ceval vermeniz daha da mutlu etti beni. Tesekkurler.

Bez değişimi ile dudaktan öpme farklı alanlar. Bu konular buradan iki kelime ile anlatılamayacak kadar karmaşık. Atalay Yörükoğlu'nun serisini okumanızı öneririm.

Bunu merak etmeniz çocuğunuza en iyisini vermek için, bunu iyi anlamak lazım. Bence sınırlarınızı çocuğun sağlıklı gelişimine göre çizmek istemeniz şahane bir davranış, öncelikle sizi tebrik ederim.

Genel çerçevesi itibariyle eşiniz ile kardeşiniz arasında nasıl bir ayrım yapıyosanız, çocuğunuz ile de benzer bir ayrım yapmalısınız. Eşinize hitap etttiğiniz gibi hitap etmemeye dikkat etmelisiniz. Kardeşinizi öptüğünüz gibi öpmeli, ötesine geçmemelisiniz. Burada aile içinde ilişkilerinizin standardı önemli. Çocuk açısından kendini konumlayacağı yeri algılaması kritik.

Fakat tuvalet eğitimi bir eğitim. Bez değiştirmek bir ihtiyaç. Bu ihityacın karşılanmasında ve eğitimin verilmesinde payınız mutlaka olmalı.

Anne ile oğul arasında da benzer sınırlar olmalı. Hoca hepsini detaylı detaylı anlatmış. Zaman ayırıp okuyun mutlaka.

Sinir cizilirken konu yalnizca cinsiyetle ilgili olmamali. Kiz cocugu annesini zaman zaman arkadasi olarak gordugu gibi babasini da gorebilmeli. Kendi babama ozel yasamimi anlatabildigim gibi bunu anneme de anlatirim cunku annem de benim erkek ya da kadin olmamdan ote bir birey oldugumu bilir. Kizinizi kizlarin konusacagi konular uzerinden soyutlarsaniz size bircok seyi anlatmamaya baslar. Kizini bir sure sonra erkek ve kadinlar arasindaki farklari anlamaya baslayacak ve size sorular soracak, ornegin benim neden pipim yok diye soru gelecek. Bu soruyu annesi gibi sizin de yanitlamaniz gerekiyor.

Ayrica cocugu dudaktan opmek onu cinsel tacizlere karsi savunmasiz birakiyor. Insanlar yalnizca izin verdikleri kisiler tarafindan dokunulmali, yani cocugu sevmek yalnizca dudakla sinirli degil. Bir sure sonra ona dokunmadan once izin almaniz gerekecek. Ondan izin almaniz cocugun karsisinda kendinizi ezdirmeniz anlamina gelmiyor. Bircok aile cocuktan izin almayi otorite boslugu olarak goruyor. Aslinda ondan izin almaniz cocugunuzun yabancilar karsisinda da sinirlarini cizmesini saglayacak.

Bir de notta yazdiginiz durumlara karsi olup cocugunu gercekten de diger cinsiyete gore abartili bir sekilde farkli yetistiren aileler var. Erkek cocugu odevini yaparken kiz cocuguna kahvalti hazirlatmak hos degil. Erkek cocuk de kiz cocuk da kahvalti hazirlamayi, camasirini yikamayi zamani geldiginde ogrenmeli. Modern cagin hayatta kalma teknikleri bunlar.

altını değiştirmeyin, anne değiştiriyorsa hep annesi değiştirsin. dudağından öpmeyin. bol bol sevin, sarılın, öpün. büyüdükçe onu ne kadar sevdiğinizi söylemekten çekinmeyin. annesi olmadan ayrı, size özel vakit geçirin. bu dondurmacıya götürmek olur, parka götürmek olur, kitapçıya götürmek olur. nasıl isterseniz. ama annesiz de yalnız kalın ve aranızda baba kız bağı geliştirin.

yabancıların kızınıza sarılmasına izin vermeyin.

çocuklar için iç çamaşır kuralı (underwear rule) araştırın. hayır demeyi ve istenmediği taktirde ona kimsenin dokunamayacağını anlatın.

Hotel İz diye bir yer buldum. İyi gibi sanki. Bilen var mi?

Bütce söylersenix daha saglikli olur.Bana gore swiss veya movenpickte kalin:)

biz her gittiğimizde mini hotel'de kalıyoruz çünkü baya ucuz (bi oda 120 lira civarı), çok temiz, personel çok ilgili ve konumu baya merkezi.

Armis otel

Bir de ayni gun teslim lazim.

iphone servis 320 tl.

Bu kafasına GoPro takan her motorcu videoya malzeme çıksın diye böyle aptal aksiyonlar yapıyor, sürekli izlediğim şeyler oldu artık. O yolda ben istediğim hızla giderim diyorsa adam da istediği gibi döner ki kamyoncu olabildiğince def etmeye çalışıyor bu da hala abuk subuk laflar ediyor. Bence insaflı kamyoncuya denk gelmiş, benzinlikte döven BMW'li abilere denk gelse bunu paramparça ederlerdi.

Motorcu haklıyken haksız oldu bence.

sonra motorcular neden sevilmiyor? manyaklık ya bu

başta motorcu haklı. adamın yaptığı çok tehlikeli ama motorcu da sonradan bokunu çıkarmış. tamam al plakasını git şikayet et. karşıdaki adam da naif diye kavga çıkarmaya çalışmış.

15 yıldır motor kullanıyorum, tamamen motorcunun bok yemesi. Bunun gibi kafada gopro olunca malzeme arayan yeni nesil youtube zibidileri yüzünden millet motorculara karşı iyi antipati duyuyor.

ah ulan bana şöyle motorcular denk gelmiyor ki stres atalım.

not: motorcu haksız.

motorcu resmen haklıyken haksız duruma düşmenin kitabını yazmış.

Kamyoncu dayinin oglu olup bu hakliyken haksiz konuma gecen motorcuyu bulmak isterdim.

ergen motorcu ve onun haklıyım önümde diz çök tribi. dayının sgit işine haksızım ve alttan alıyorum evde çoluk çocuk var tavrı ama ergen motorcunun vursana hadi hadi tavrı. kısacası gerzek motorcu vs hata yapmış ama oğlum bak git diyen dayı. haa dayı trafik kurallarınca haksızdır ama şu bebe de sivrisinekten beter.

Motorcular kafaya kamera takinca bi show yapma magdur olma ders verme pesinde oluyor, tam ergenler.

Sonucta adam ozur diledi ve hizli gecmis mesafe uzak.

Yanlislar
** motorcunun asiri hiz yapmasi
** motorcunun yolunu isini gucunu birakip adami takip etmesi (yasal olarak suc onunu kesseymis bari)
* motorcunun kameraya oynayip tahrik etmesi
* vs vs

Motorcu en baştan aşırı sürat yüzünden haksız. Sonra da tüy dikmiş leş karakteriyle.

motorcu ruh hastası. bu kafaya kamera takıp trafikte hata avcılığı yapmanın altında derin bir psikolojik eziklik ve aşağılık kompleksi yatıyor bence. bunlar yüzünden motora ve motorculara bir antipati oluştu. efendi efendi motoruna binenleride zor durumda bırakıyorlar.
kamyoncu o eline aldığı çekiçle bi tane vursaymış yeni bir oğlum bak git vakası olabilirmiş. adam baya sabırlıymış.

o kamyoncu hacı dayı yerine bıçkın bir yiğit olsaydı motorcu bu kadar havalanamazdı.motorcular kendilerine gösterilen iyi niyeti suiistimal ediyorlar,hepsi bu.saygısızlar.

24.03.2017 tarihindeki kazanin buyuklugunu görmek lazim.
bir de 2008 model benzinli bir linea o para etmez bence.

Km normal. Ustaya expertize gösterip temizse bence alınır.

neden bunu aliyorsun? yokusta yukluyken ya da klima acikken bayilir gitmez bu. 90'i gecmeyen tiplerdensen al tabi.

bu paraya temiz alfa 156 bile bulunur.

@alperz

neye gore bunu diyorsunuz? motor hacmi mi, beygir gucu mu veya baska bir sey mi?

tork cok dusuk. cekmez bu araba.

Atmosferik oldugundan gitmez. 1.4 atmosferik benzinli araba bu devirde kanser eder. En dandik arabalarin bile turbo dizel oldugu donemde cok tacjz ederler yokusta bayirda.

@evrenos gazi

atmosferik olduğu nasıl anlaşılıyor?

bu paralara vgt accent era da bulabilirsin. kilometresi de bu civarda olur. yokuş mokuş dinlemezsin.

fiat alacaksan bravo serisine bak bence. 2-3 bin farkla çok daha donanımlı ve motor gücü yüksek bir araç alabilirsin bu teneke yerine.

O modelde turbo benzin uretilmesi cunku. Fiatta turbo benzkn tjet, turbo dizel multijet olarak gecer. Linealar 1.3 ve 1.6 turbo dizel, 1.4 ve 1.6 atmosferik benzinli uretildi ssdece.

ya ne diyorsunuz yok gitmez mitmez, eşek mi bu yüklüyken yokuş çıkamasın?
kilometre dışında bir sorunu yoksa alınır.

etrafınıza bakın bi taksiciler hangi arabaları ağırlıklı kullanıyor ve o arabalarla nerelere girip çıkıyor.

Kağıthane-Hamidiye mahallesi?

hisarüstüne bakabilirsin. Genelde öğrenciler var. Samimi bir ortam.

O bütçe ile bakabileceğin yer Kağıthane - Gültepe civarı ama orada çomar çok olur. Sarıyer merkeze daha akın yerleri bi kontrol edebilirsin. Çayırbaşı, büyükdere mah. falan. Ancak oradan levent'e ulaşım bir tık daha zor olur.

gültepe. yalnız ortabayır'a kadar olan kısma bak.

Hem ucuz olsun hem elit olsun olmuyor gülüm. Hisarüstünde o paraya kümes bulamazsın ki oranın da serserisi çoktur. Gültepeye bekleriz :)

Yeni başladın sanırım bu arada, hayırlı olsun. Neresi?

o civarda en mantıklı hisarüstü. 7 yıl yaşadım. ama 2000'i gözden çıkarman gerekir ve kötü evlere. ama ortamı ve çevresi ve ulaşımı çok iyi olur. 4.levent filan olabilir ama oralarda da bu fiyatlara bulman zor.
bu fiyat dersen insan kalitesi düşer maalesef.

Araban varsa benim evi veriym sana kiraya. Eşyalı ama

levazim'da bulamaz mi ya 1750'ye? veya gayrettepe-dikilitas.

Levazim dikilitas zor. Emniyetevleri, sanayi, seyrantepe ucgenine bakacaksiniz. Baska care yok. O butceye iyi evler var.

Sanayi mahallesi halki kafaniza uymasa bile karisaniniz olmaz. Herkes burayi varos sanir ama kimse kimseyle ilgilenmiyor. Kendi klasmaninda nezih sayilir.

2 bine barbarosun arkalarında bir yerler bulursun, pazarlıkla belki 1.750 ye iner.benzer özelliklere sahip bir yeri ben en düşük 2.500 a bulabildim.

O ufak çocukları yetiştiren ebeveynler de bir taşın altında kalıp ezilseler keşke.

Umarım yaşar ama zor. Kıyamam yavrum benim.

İmkanın varsa yavrunun yanında dur, tatlı bir sesle ve onu yumuşak yumuşak dokunarak güç verebilirsin. Ben buna çok inanıyorum. Bu şekilde bi oğlan kurtardık, şimdi 2 yaşında ve maşşallahı var, bebek gibi yatıyo kucağıma, bana çok bağlı...

İmkanın varsa yap bunu, hem gerçekten takipte olup olmadıklarını da görmüş olursun.

hangi sehir?

belli olmaz kediler oldukça dayanıklı olabiliyor.
ateşinin düşmesi pek iyiye işaret değil. bekleyip görmek dışında bir çare yok. sık sık veterineri arayarak-ziyaret ederek boşlamamalarını sağlayabilirsin.

Kedi yasiyor. Yemek de yemis bu sabah. Sadece sag arka ayakta kirik varmis rontgensiz ilk teshiste. Atesi 36.7'ye yukselmis. Yasam fonksiyonlari daha da normallesince kirik tedavisine basmayacagiz.

Tamamen iyilestirirsek esim de sahiplenmemizi istiyor. Heo beraber dua edelim iyilessin duyuru :)

Kuvezde duruyor bugun. Vakit ilerledikce iyiye gidiyor gibi.

cok sevindim, umarim size sans getirir.

Az bir miktar dedigin yuzde 20nerdeyse 5gunde Boyle para kazanacak yol bulursan haber et:) tabi minimum risk ile

@solenkol :)) dogru diyorsun. Tamam 5 bin olmasin 1000 olsun. O da olumlu.

Mesela soyle dusundum. 500 kar ettirecek 10 adet iphone alim satimi 5000 kazandirir sonucta :)

ucuzdan erik falan bul cuma cikisi sat. ya da konfeksiyon urunu.

karaborsa bilet.

iyi para var diyorlar. etkınlıkten once kapatıyorsun biletleri, etkinlik zamanı hem online hem de elden satıyorsun.

yapmadım bilemem ama nasıldır.

4-5 gün içerisinde elindeki paranın %20 sini kazanabileceğin ve düşük riski olan hiç bir şey yok.

Zebramo'da ölücülük yap. Arızalı, ucuz iphone'ları kolla, al, ucuza tamir ettir, sat.

Kâr ne kadar olur bilmiyorum da bir tanesi uçak biletini karşılıyorsa bir iki iphone belki mac vs neyse

www.youtube.com

iphon alimi satimi dediginiz yurtdisindan iphone getirmek mi?

final4 bileti bul maç günü fahiş fiyattan sat.

En aşağı günde %1 getiriden bahsediyorsunuz, imkansız değil ama bütün getiri şansla alakalı olur. Bahis olmaz, alsat(trade) olur ama risksiz olmaz.

"Evlendigimizden beri maas karti bende"
"Tabii esimin bilmedigi bazi borclar vardi"
böyle kafalarda adamlarla nası evleniyor kadınlar anlamıyorum. hem eşinizden gizli saklı iş çeviriyorsunuz hem de kadın çalıştığı maaşı sizin avuçlarınıza bırakıyor akıl alır gibi değil. verin eşinize bir yıl da o yönetsin ekonomiyi bakalım neler olacak. neyse çocuğunuz da olmuş mutluluklar.

Bilmedigi borclar kumar borcu, pavyon borcu degil. Eksiye dustugumuz zamanlarda olusan borclar. O strese girmesin diye soylemedim. Stresini kendim cektim, sonra da temizledim.

Bizim evde ben bakiyorum para islerine, hanim tutumlu degil okadar.

Sizin de aklınızda bu fikir vardıysa neden onun söylemesi ağrınıza gitti anlamıyorum. Sonuçta o sizin eşiniz, size en yakın insan. Sizin, çocuğunuzun, ailenizin iyiliğinizi düşünerek böyle bir şey teklif etmiş. Umarım sırf ağrınıza gitti diye teklifi geri çevirmeyi düşünmüyorsunuz?

Ben cok abartiyorum ya @veritaslibertas. Marketteb 30-40 tl tutacak bir sey istiyor. Ben 200-300 ile cikiyorum :D

Mesela canim da steak cekti diyor ama cani cekse bile o almaz. Ben caktirmadan alip geliyorum. Al sana durduk yere 150-200 tl.

Yemeye cok duskunum ben. O cani cekse bile o oarayi vermez iste. Biz giyime falan oara harcamiyiruz ama yeme icme ve gezmeye cok harciyiruz. Ama artik tutumlu olmak lazim diyor. Ben de sana uyuyirum diyor.

ne kadar çelişkili bi insanınız ya. siz teklif edecekken kadın etmiş aa ben kılıbık mıyım moduna girmişsiniz. valla tebrik ediyorum sizi.

dışarıda arkadaşlarına çay bile ısmarlamayan erkekler demek ki bundan oluyormuş:).

@rivulet, yok geri cevirmeyecegim.

Ama ayin uc farkli gununde (farkli tarihte bana bir maas, baska bir tarihte bana bir maas daha, ayin ortasinda da onun maas yatiyor) gelen maaslarimizla birden fazla yere farkli tarihlerde yapilacak odemeyi bir organize etsin bakalim. İlk ayda pes edecek bence :)

@suradaniki, valla o vardi benim de aklimda :)

Neyse hanimdan harclikla gezmeyi deneyecegim artik. Yoksa cok harcadigimi inkar etmeyecegim.

@evrenos belki de sizi utandıracak, çocuk gibi güçlü bir motivasyon olunca annelerden her şey beklenir :)

valla bizde de evin tüm mali işleri bende. kadın tarafıyım. çünkü eşim baya savurgan. ilk zamanlarda çok karışmıyordum. ama kendisi son paramızla samuray kılıcı alan bir insan :') baktık olmuyor kartına el koymama karar verdik :) o da para biriktiğinden durumdan şikayetçi değil.

bunun güçlü hissetmekle ya da gücü kaybetmekle hiçbir alakası yok. ömrünüzü birlikte geçireceksiniz. en iyi, en mantıklı şekilde nasıl para yönetilecekse bunu becerebilen yapmalı. bi de bebeğiniz var, o kadar ani durumlarda birden paraya ihtiyaç duyuyor ki insan. para biriktirebilmek çok önemli bu yüzden.

bizim evde kasa annemdir. ek olarak fatura, taksit, kredi kartı ödemelerini ben de takip ederim. babam bize göre savurgan. para biriktiremiyor. o yüzden mali işlerin yönetimini devraldık :)

Paraya bağlı, 2000 için kasa olabilir ama 200 000 için kasa kim kazaniyorsa o olmalı.

kasa hanımdır bende de 18 yıldır. her şey de onun üstünedir. kafam rahat. normal gelirimle beraber harcar yer içeriz. ama mesleğim icabı arada bir 10 bin tl ve üzeri gelen paralar oluyor rekor 140 bin. bu paraların tamamı hanıma verilir bizde. gider kredi kartlarını kapatır, ev veya araba kredisi varsa onları bitirir, evde önemli tadilatlar yapılır, 2 çocuğun özel okul paraları peşin peşin yatar. artarsa hemen yurtdışı programı yapar, gider vize lazımsa uzatır, otel uçak biletlerini alır. kafam rahat. pırıl pırıl. her akşam eve geldiğimde rakım hazır hanımın enfes mezeleri masaya dizilidir.

Once kenara at sonra kalanini harca metodunu denediniz mi?
duzenli ve yeterli gelir varsa para biriktirmek cok zor degil.

kadını erkeği yok bu işin, mali işleri evde tutumlu olana emanet etmek gerekiyor.

bi erkek olarak soyluyorum, bu ev ekonomisi isini karima biraktigim gunden beri kafam rahat, birikim de yapabiliyoruz artik. bi sekilde cekip ceviriyo, ben tek oldugumda maasi yer bitirirdim, simdi uc kisiyiz, hesapta para arta kaliyor.

Siz dilediginiz tutarda basvuru yapiyorsunuz. Onaylanirsa sizin icin x tutara kadar farkli alterbatiflerimiz var diye oneriyor. Maksimum alabilecrginiz de o x tutar.

Ya da fazla basvurdunuz, o kadar verneyecekse de sizin icin en fazla su kadar kredi verebiliriz onaylarsaniz diyor.

100 tl avans hesap limiti bile vernezken hicbir banka, ebpara 2 bin basvuruma 10 bin onermisti, almistim.

ya şimdi şöyle bir şey var, kredi alsam mı almasam mı emin değilim. birkaç plan var, onlara göre bir miktar lazım olabilir. bi yandan da ne kadar vereceklerini görmek istiyorum ama almayacaksam başvuruyu yapıp kredi notumu düşürmeye lüzum yok. verecekleri tutarı görebilseydim :/

postpartum depresyon gibi bir durum ama değil, google'a babalık depresyonu yazdım bir ton şey çıktı. doğumunuz umarım sorunsuz geçer; bebeğiniz sağlıklı olur

eksisozluk.com

erkek için normal durum doğumdan sonra düzelecek.

Valla iyi bir ebeveyn olacaginin gostergesi bu. Panige kapilmasi normal, hayat kokten degisiyor ve bir daha eskisi gibi olmuyor

Taze baba olarak yanitlayayim:

- Cocukken bile baba olma hayallee kurardim.

- Soylemesi ayip evliligimizin ilk haftasina cocuk yaptik.

- Deliler gibi heyecanli gecti hamilelik suteci. Bol bol hayaller kurduk.

- Deliler gibi kiz evlat sahibi olmak istiyordum, kiz haberini alinca tum gun agladim mutluluktan.

- Dogum anina kadar heyecandan oluyordum, sabirsizlaniyordum.

- Sorunlu bir dogum olsu, az kalsin kizimi ve esimi kaybediyorduk. Iste o andan itibaren olanlar oldu bana. Asiri bir panik hasil oldu. Ya onlara birsey olsaydi, ben onlari nasil daha iyi korurum, nasil guvende tutarim, nasil geleceklerini saglama alirim endisesi. Maddi olarak orta halliyiz. Hel yetiyor muyum, yetecek miyim, maddi kulfetin altindan kalkiyorum su an ama ya ileride sorun olursa falan diye bunalima girdim ayrica. Bir de en buyuk sorunum Turkiye gibi bir ulkede kiz evlat sahibi olmak. Onu kotu goz ve ellerden omur boyu koruma yukumlulugi falan. Iste bunlar beynimi kemirip dursa da kizimin o cennet kokusunu icime cektikce tum sikintilarimdan ariniyorum. Ben canimi verir onlari rahat ettiririm, onlar mutlu olsun ben her sikintiya raziyim evresine gectigimden beri rahatladim. Esiniz kucagina bi alsin kalmayacak sikintisi falan.

- Yalniz sunu da diyeyim; gebelikte yasadiginiz hakli psikolojik degisimler, zorluklar sizinle ayni seyleri yasamadigimiz icin sizi anlamamizi ve sizin kadar sabirli olmamizi zorlastiriyor. Belki farkinda olmadan esinizi yormus olabilirsiniz. Ben olabildigince makul, esim de o kadar dikkatli olmasina ragmen cok yakin zamanda bir gebelik paikolijisine hazir olamayacagimdan eminim. Uzun bir sure o sureci tekrar yasamak istemem. Dedigim gibi esim cok ozenli ve kaprissiz olmasina ragmen ben bile yorulduysam; belki esinizbde yorulmus olabilir.

- Esinizin size soyleyemedigi borç, is sikintisi, issizlik ihtimali gibi seyler kivvetle muhtemel olabilir.

- Sizin icin asil yorucu surec dogumdan sonra baslayacak. Esiniz yardimci olmaya calisacak ama onun cabalari hicbir ise yaramayacak. O arada sizin ruh haliniz asiri gelgitli olacak. Asil o zamanlari sukunetle atlatmaya bakin. Sizi kadar esinizin de agirliklari var cunku. Siz iyi olun ki o da keyifli olsun. Simdiden bol uykusuz, bol tetikte gecen stresli gunler icin basarilar dilerim. :)

- Bende bir de cok iyi bir sofor olmama ragmen arabaya bindirememe psikolojosi baskadi. Cocugu hastaneye bile goturesim gelmiyor. Zira trafikte manyak cok. Tek olsam sorun degil ama ya yolda salagin tekinin aptalca bi hatasi yuzunden cocuguma bir sey olursa ben ne yaparim diye icim icimi yiyor.

- Baba omak en az anne olmak kadar zor ama o zorluklariyla guzel bir duygu.

Saglikli, hayirli, gelecegi parlak, ailesinin gozbebegi, mutluluk kaynagi bir evlat olsun. Anneliginiz hayirli ugurlu olsun simdiden.

Bu depresyonun bir cesidi ve gecici.Burası tamam. Fakat kadınlara tavsiyem hic kimse icin cocuk yapmayin. Yalnizca kendiniz yüzde yüz cocuk sahibi olmaya eminseniz, esiniz olmadiginda maddi ve manevi bakabilcekseniz cocuk doğurun. Bugün cocuk sorumlulugu ağır geliyor diyenin, yarın evlilik sorumlulugu agır geliyor deyip gitmeyeceği ne malum.

Bir enteresan şey de ben ekliyorum. Hiç yedek kitapçık gördün mü sınıfta? Ben hiç görmedim. Hep tam denk gelecek şekilde bitti. Bir sorun olsa kimbilir nereden gelecek yenisi.

bildiğimden değil de mantık yürütüyorum; kitapçığı hatalı olan kişinin yeni kitapçığı doldurması beklenebilir. sınavına tam başladığı dakika sınavına sonradan eklenebilir. bunlar hep halledilebilir şeyler. get a life.

Mantık hatası var evet. Fakat yıllardır belki 100 den fazla ÖSYM sınavında görev almışımdır. Bir kere hatalı kitapçık görmedim. Bu çok düşük bir ihtimal yani. Dolayısıyla bu küçük olasılıklı istisna için timeline'ın düzeltilmesine gerek yok bence. Bence daha başka sıkıntılar var. 150-200 öğrencinin sınava girdiği amfide barkodların sınavdan önce toplanması gibi. Tüm görevliler bu işe adansa bile yetişmiyor. Yetişse dahi sonradan gelenler için gene aralara derelere girip çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Başka ufak tefek sıkıntılar var ÖSYM ye rapor ediyoruz onlar da zamanla güncelliyorlar.

@sansli pipi, yedek kitapçıklar bina sınav sorumlusunda bir kasa altında muhafaza edilir. her salona bir iki tane gönderilmesinin manası yok. dediğim gibi kitapçık eksikliği ve hatası çok düşük bir ihtimal. o nedenle her salona yedek kitapçık göndermek anlamsız. sınav güvenliğini de düşürebilir.

sansli pipi nin dediği gibi, masanın üzerinde fazladan kitapçık falan yoktu. Ha başka yerden gelecekse bile gözetmen gidecek, bulacak getirecek falan oohoooh.. hele uyuz biriyse hepten s.çtın. Ben diyeyim 5-10 dakika sen de 15 dakika gitti. 10 dakikada 7-8 soru çözdüm ben bugün.
Çocuğun birinin kutusundan kalemtraş çıkmadı, iki kalem, iki silgi çıktı.Fazladan kalemtraş bulmaları bile uzun sürdü.

böyle bir durum yaşandığında, kaybolan zaman adaya sınav sonunda verilir. diyelim yeni kitapçık geldi ama adayın kodlama işlemleri vs derken 18 dk kaybedildi. aday diğerlerinden 18 dk sonra çıkar. sınav tüm binada tüm salonlarda aynı anda bitecek diye bir kaide yok

istisnai bir durum anlatayım. geçtiğimiz yıllarda, bir iç anadolu üniversitesinde pazar günü kalorifer ve ısıtma tesisatı arızası yaşandı bir sınav binasında. tüm adaylar, kaybolma vb durum olmaması için sınav görevlileri ile beraber askeri yürüyüş formatında komşu binaya yürütüldü, oradaki salonlara yerleştirildiler. sınav bi 45 dk geç başladı o binada ve 45 dk geç bitti. ciddi bir kriz durumuydu ama il ösym ofisi iyi yönetmişti.

Defalarca ayni sorunu bildirdik. Bir degisiklik olmuyor. OSYM tek basina devle.gibi bir kurum.

Hatali kitapcik da.cikiyor. gelen kutularda yedek 20-30 tane var. Ama bir ales sinavinda butun binadaki sorular hatali basilmisti. Sonradan yenilendi o binadaki sinav.

Bana boyle bir sey oldu. Yeni kitapcik verildikten sonra kodlamalarda gecen sure hesaplandi, simav sonunda bana ek sure verilecekti ama erken bitirdigim icin ihtiyac kalmadi.

Bu dedigim birkac sene once oldu gerci.

aylarca soru hazırlayıp, birden fazla yanlış soruyu sınavda soran kurum için küçük bir hata gibi.

Simple Present Tense

I go. / Giderim.
She goes. / O, gider.

Simple Past Tense

I went. / Gittim.
She went. / O, gitti.

Simple Future Tense (be going to)

I am going to go. / Gideceğim.
She is going to go. / O, gidecek.

Simple Future Tense (will)

I will go. / Gideceğim.
She will go. / O, gidecek.

Present Continuous Tense

I am going. / Gidiyorum.
She is going. / O, gidiyor.
They are going. / Onlar, gidiyorlar.

Past Continuous Tense

I was going. / Gidiyordum.
She was going. / O, gidiyordu.
They were going. / Onlar, gidiyorlardı.

Future Continuous Tense

I will be going. / Gidiyor olacağım.

Present Perfect Tense

I have gone. / Gittim.
She has gone. / O, gitti.

Past Perfect Tense

I had gone. / Gitmiştim. (Bundan tam emin değilim, cümleye göre değişebilir.)
She had gone. / O, gitmişti.

I am ill.
I was ill.
I have been ill.
I had been iil.
I will be ill.
I will have been ill.

İsim soylu cümledir.

Cok tesekkurler arkadaslar.

kendisinin yazması gerekiyor. başkası yazsa ne olur? kim nereden bilecek.

bankacıysan bunu bilmen gerekirdi :)

Başkası yazsa ne olur kim nerden bilecek derken ne demek istediğinizi anlamadım. Malesef yazı yazamıyor titreme yüzünden yazı yazmanın yakınından geçmiyor. Ama sistemde onaylandı yani k.kartı vermeye uygun.

Boyle durumlar icin takip etmeniz gereken talimatlar yok mu?

Kendisi yazsın. Bunu yapan görevli bir tanıdığım vardı. Yani iş çabuk olsun diye belgeyi elden teslim aldım diye önceden yazmışlar hepsine. Teslim alanlara direk imzalatıyolar. Bigun belgeyi almak işine gelmeyen birisi aldıktan sonra ben belge falan almadım diye şikayetçi oldu. Elden teslim aldım yazisini yazan ozel evrakta sahtecilikten ceza aldi dosyasi yargitayda simdi.

o durumdaki amcaya kredi kartı aldıran sistem utansın. kesinlikle kendi yazması lazım. kendi yazamıyorsa noter onaylı vekili yazabilir. başkası yazarsa cezası var.

Eğer bankacı değilseniz ve amcanın hayati bir sebebi yoksa bu yaştan sonra aldırmayın kredi kartı. Yazık, bir de onunla uğraşacak. Emlak zenginidir vs.dir bilemem ama, gariban, orta halli bir amcaysa yazık olacak.

müfettiş görürse, amcayı tekrar bulup getirip yeni sözleşme almanız gerekir. öyle ağır bi cezası yok ama mimlenirsiniz. becerebildiği kadarıyla yazıp imzalaması gerek.

not: eski banka müfettişi

Hem uykusuzluk, hem mobillil yuzunden bir suru imla hatam olmus, affola.

En azindan basligin sonu "atmamis mi sizce?" olacakti.

gereksiz yere şişirilen bir başka mevzu. seçime neredeyse 15 gün kalmış, 15 yıldır fikri değişmeyen adam çadırda mantıklı bir sohbet üzerine kalkıp da oyunu değiştirmez. mantığıyla hareket etse zaten en başından beri tarafı evet cephesi olmaz. oksimoron bir durum yani. cumhurbaşkanın oraya -hakaret edilirse oradan mağduriyet puanı kaparım (bu milletin cumhurbaşkanına ağıza alınmayacak hakaretler ettileeer), yok eğer beni über zeki biçimde köşeye sıkıştırırlarsa zaten tebaamın kararında bir değişiklik yaratmaz- mantığıyla gittiği bu kadar açıkken, konuyu uzatmak yersiz. ha yok eğer sizin sıkıntınız muhaliflerin de diğerleri kadar aptal olduğuyla alakalı ise, genel olarak öyle evet, bunu çadır sohbetiyle keşfetmiş olmanız sizin ayıbınız.

yrd doç üniversite dışında kullanılmamalı. yrd doç = ders anlatan dr.

profluk bikere alındı mı her yerde kullanılabilir.

Ama bunun bir ingilizce karşılığı da var, bence kullanılabilir.

Disarida anlam bulan tek sey Dr. unvanidir. Bir konunum doktoru olursuniz ve her yerde gecerlidir.

Benim hocam prof. Dr. Olmasina ragmen disarida sadece Dr. Xxx Yyy olarak kullaniyor medyada vs.

Otomatik araba gaza basıyorsun gidiyor. (D)'ye ya da Auto'ya aldığını varsayıyorum.
Frene basıyorsun duruyor. Debriyaj olmadığı için gaz verince hızlanıyor gazdan ayağını çekince de yavaşlıyor.

İnsanları sarsmamak içinde belli bir durma mesafesinde frene aynı oranda basıp bekleyeceksin zamanla duracak. Her duruşta freni köklersen millet küfreder en önemlisi mesafe ve frene hafif dokunmak.

Aracı park ederken gaza basmana gerek yok. Eğer Hill Holder sistemi aktif değilse zaten freni bıraktığında araba gıdım gıdım gitmeye başlar yarım debriyajdaki gibi.

Otomatik arabada vites değiştirirken gibi bir durum yok. Yani ileri giderken yok. Onda da arabayı çalıştırdığında vites P'de olur her zaman. Frene basıp D'ye getirirsen ileri, R'ye getirirsen geri gider. D-R-P aralığında vites değiştirirken frene basıyorsun. Tek olayı bu.

Bunları bir şekilde hallediyorum aslinda da asıl sıkıntım gobeklerden dönerken ben hep vites kucultuyordum, aynı şekilde kırmızı ışıkta dururken de. Şimdi yavaş yavaş gaza basarak mi ilerleyecegim?

Vitesi düünmene gerek yok öncelikle vites ve debriyaj kullanmıyorsun geri kalan herşey aynı.
"Mesela vites degistirirken gaza iyice mi basmak gerekiyor?" yani biraz tuhaf bir soru olmuş zira manuel araçlarda da vites değiştirmek için gaza basmazsın (hatta gazdan ayağını çekersin), gaza bastığın veya basmadığın için vites değiştirmeya ihtiyaç duyarsın.

Araç duruyorken ayağını frenden çektiğinde gaza basmasan dahi araç 3-5 metre hareket ediyor kendiliğinden. Yani park ederken yada kısa mesafeler için gaza dokunmak yerine frenden ayağını çek yeterli. Auto hold filan varsa araçta bunu kapataman gerek önce.

Frene sert basarsan veya manuelden kalma alışkanlıkla debriyaja basmak için yeltenip freni köklersen millet zıplarda hoplarda :)

Göbekten dönerken hızlıysan frenle yvaşlayıp dön yavaşsan gaza hafif bas.
ilerlemek/ hızlanmak için gaz pedalı, yavaşlamak/durmak için fren pedalı. Thats all.

Otomatik arabada vites değiştiriken bir şey yapmana gerek yok. Adı üstünde otomatik. Gaza yüklenirsen tam tersine araç sollama yaptığını düşünürek vitesi arttırmaz. Hafifçe yavaşlamak için frene hafifçe basacaksın. Geri manevra yaperken çok dik bir yokuş vb. değilsen gaza basmana gerek yok. Frenden ayağını kaldırdığında rölanti devriyle yürür zaten. Vitesi istersen manuale alıp kendin ayarlayabiliyorsun, bunun sistemi şansızımanına göre değişir.

Son olarak kullandığın arabanın robotize şanzımanlı olduğu düşünüyorum. Gerçek otomatikte arabanın vites değiştirdiğini hissetmediğin için bunları düşünmüyorsun bile.

Zombi, suziki Swift araba. Robitize sanzimanli mi bilmiyorum ama babamın arabasında da aynı şeyi yapıyordum ben.

Sizinkini bilemiyorım ama birden hızlanmam gerekiyorsa ben gaza sonuna kadar basıp çekip tekrar basıyorum. O zaman üst vitese mi ne geçiyormuş yerinde mi kalıyormuş onu anlamadım ama çalışıyor. Yani aniden kendimi kurtarmam lazım, basılı tutarsam araba tekrar ivmelenmeden önce 2-3 sn kararsız kalıyor. O zaman iki kere basıyorum hemen hızlanıyor. Düze çevirip direksiyondan hızlanmak da bir seçenek ama işime gelmiyor.

Onun dışında vites değiştirmek için bir şey yapmıyorum. Her şeyi kendisi yapıyor. Sadece geri gidilecekse geriye takmak lazım tabi

Yavaşlarken frene hafifçe basacaksınız. Zamanla alışırsınız. Ayağınızı frenden kaldırırsanız yavaş yavaş gidiyor. Park işi öyle. Kavşakta da yavaşlayıp girersiniz.

otomatik arabada şu gaz olayını çözene kadar çok zorlanmıştım.
gazı kökleyince vites değil devir artıyor bende, normal basınca da devir arttıkça ilgili yerde vites de atıyor. her arabada öyledir herhalde.

göbeklerde falan gazı bırakıyorum kendi gidiyor yavaşlayarak. ayak frende bekliyorum durmak için.

gerçi ben düz hiç kullanmadığım için alışkanlık olmuş da olabilir bu tip refleksler. zamanla alışılıyor. ilk kullandığımda balataları 2 bin kmde bitirmiştim.

viteste P pozisyonu varsa araba otomatik (=tam otomatik, full otomatik, hep otomatik), P yok ama N pozisyonu varsa yari otomatik (robotize)

tam otomatik araclarda (P pozisyonu var) P disindaki herhangi bir viteste (D ya da R) ayagini frenden cektiginde kendi kendine ilerlemeye baslar.
yari otomatik araclarda (P pozisyonu yok) vites N'de iken (ki bos vites) ya da gaza basmadiginda yolun egimi yonune kayacaksa kayar, kayamiyorsa durur. (hill holder varsa bir sureligine kaymayabilir, arac o durumda senin gaza basmani beklerken senin yerine fren yapiyor oluyor)

bu genel bilgiler sordugun soruyu dogrudan cevaplamiyor ama yukaridaki cevaplari yorumlamana yardim edebilir.

Siz manuel kullanmasini da bilmiyormussunuz ki.

Gobeklerde ve isiklarda debriyaj he? Virajlar, gobekler debriyajla alinmaz. Aksine uygun devir/vites ile gaza basarak halledilir ki yola daha iyi tutunsun arabada. Isiklarda da debriyaja artik durma noktasina gelince basilir. Vites kuculte kuculte yavaslayip en son frene ve debriyaja basmalisiniz. Hem balatalara gereksiz yuk binmez, hem frenlemeniz daha iyi olur vs vs. Bunlar en temel bilgiler yahu. Ustalik gerektirmez.

Ben artik trafikte gordugum sacmaliklara kizmayacagim ya. En temel seyleri bile bilmeyen insanlar trafige cikiyor.

Evronos, yalnız direksiyon hocalari (1 tane de değil yani) göbekleri debriyaj kullanarak dönersen daha rahat dönersin diye anlattılar ki sahiden öyle. Bu sadece debriyaj kullanarak dön demek değil bu arada. Fren vs de kullanıyorum tabi ki.


Zaten usta şoförum diye bir iddiam yok. Bana öğretilen şekilde kullanıyorum, rahat ediyorum. Şimdiye kadar kimseye zarar vermediğim için de bir sorun göremiyorum.

viraj veya göbek dönerken debriyaja gerek yok aslında hatta çok yanlış bir kullanım bu. normalde olması gereken hafifçe gaz vererek aracın hız kaybetmemesini sağlamak.

sanırım direksiyon öğretmenleri işin kolayına kaçıyor.

Yazdigim cevabi okudum da cok agresif gorunuyor. Hic o kafada yazmamistim halbuki. Hatta kizdigim konular hakkinda hitabim size bile degildi :)

Kazasiz belasiz surusler.

Çok rahat oluyor. Yavaşlamak istersen gazı kesiyorsun ya da hafif fren yapıyorsun, hızlanmak istersen gazı köklğyorsun. Viraja girmeden önce gazı kesmek yetiyor gibi hissediyorsan gazı kesiyorsun, hızlı gidiyormuş gibi hissediyorsan frene basıyorsun. Çok net.

Geri geri çıkarken hızı grenle ayarlıyoruz. Debriyajla yaptığımız şeyin aynısını frenle yapınca oluyor. Çünkü arabayı kendi haline bırakınca boşa almış gbi gidiyor zaten. Çalıştırıp ne gaz ne fren yapmazsan ileri viteste ise ileriye yavaş yavaş, geri viteste ise geriye yavaş yavaş gidiyor. Böylece frenle çıkış hızı ayarlanabiliyor.

Otomatikte viteslik hiçbir şey olmuyor, kendi kendine artıp azalıyor bastığın gaza göre. Sol bacak rahat, kafa rahat.

@disq;

Kardeşim benim arabada hem P var hemde N :) o vakit ne oluyor peki?

@poseidon1 ha dogru ya tam otomatikte P yaninda N de olabiliyor bende de vardi :) N'yi hic kullanmadigim icin (ne zaman kullaniliyor? araba cekilirken mi?) unutmusum. tam otomatik herhalde sendeki.

N arabayı kaydırmak, bir sorun olduğunda yerinden itmek falan için kullanılır. Manueldeki BOŞ VİTES'tir.

P ise aracı hareketsiz tutan seçenektir. El freni de çekilerek kombo yapılır.

Arabanızın robotize olup olmadığını sadece arabanızın donanım ve özelliklerinden anlarsınız. Marka modele göre değişir. Ama ekseriyeti söyleyeyim; tam otomatik ya da çift kavrama otomatiklerde PNRDS/ D1-D2-D3 gibi şeyler görürsünüz. Yarı otomatik (robotize) şanzımanlarda A/M ve +/- gibi şeyler görürsünüz.

Araç ne?

o kayışın 5 senede değişmesi sağlıklı olur. altı üstü 300 350 lira vereceksin ve 5 sene kafan rahat. eğer koparsa 2 3bin masraftan azla kurtaramazsin. araban tofaşsa kopsa bile bir şey olmaz.

masrafını bildiğim için değiştiriyorum zaten. başka bir ustaya göstermediğimden (tanıdığın tamircisi) buraya sorayım dedim fiyatı.
araç 99 corolla

100 e anlaşırsın.

Bence uygun.

ben de 310 tl verdim 91 model araça. parça dahil. geçenn sene. bence normal...

İşçilik normal.

Normal normal.

Normal fiyat. 100 liraya anlaşırsın.
Parçayı orijinal kullanmanı tavsiye ederim, yan sanayi riskine girme bence.

niye ordan aldin ki acelen mi vardi? daha kazik olur.Internetten almani yinede tavsiye etmem, son kullanma tarihi yakin urunler olabiliyor.

evet iyi geçirmişler.
urun.n11.com

Dedim eczanelerde fiyatlar aynıdır herelde görmüşken aldım.

İade ettim şimdi. Manyak bunlar ya. 3 katı fiyata vermişler.

İstinyede ne bekliyordun ki?

Biz kullandık. Gayet uygun ve kullanışlı. Güvenliği de iyi. Bizimkinde tahtaları sabitti. Yatak 2 kademe. Bebekken dipte. 2-3 yaştayken ortaya kaldırdık kendi çıkıp gelebilyordu.

Tahtaları sökülüp daha uzun süre kullanılanı da var. Biz daha sonra karyola tipi yatağa geçtik

İş görür yani.

Aldık sahibindende ilana koyduğumz gün satıldı uygun verince

Şimdi olsa ben de sahibindende aşırdım o ayrı. 2-3 yıllık bi
Htiyaç

Biz ikeadaki en ucuz besigi aldik. 1 yasa kadar kullanabiliyor. 1-2 yasina gelebe kadar gereksiz masraf.

lastikleri bitmis olabilir, degistirdiniz mi yakin zamanda?

Arabayi yeni aldim birkac ay oluyor o yuzden degistirme ihtiyaci hissetmedim acikcasi

Yıkama sırasında bezle silecekleri kuruladıysanız ondan oluyor. Sileceklerde fabrika çıkışı siyah bir toz var. Ömrünü muhafaza eder ve ses yapmasını engeller. Herkes bunu kir sanıyor. O tozu aldıysanız ondan ses yapar.

Hava çok soğuk olduğunda yapıyor bunu. Silecek lastikleri sertleşiyor cam da soğuk olduğunda sürtünmeye bağlı ses çıkıyor. Ön cam ısındıktan sonra ses gelmemesi gerekir silecek lastiğinde sorun yoksa.

değiştir kurtul zaten ucuz bir şey bütün benzincilerde vardır.

Bence telefona bir app yükleyerek halledebilirsiniz bir çok uygulama var buna yönelik.

ben motorola kullanıyorum kesinlikle tavsiye ederim. gece görüşü, görüntü kalitesi , çekim gücü her şeyi çok iyi.

yarın bebek büyüyecek. sessiz şekilde uyanıp kendi başına oturacak, yana kaykılacak, kayacak.. etrafında engelleyici bir şeyler yoksa düşme riski olacak... tecrübeden yazıyorum.

özet: sese güvenmeyin, görüntü her zaman iyidir. 100 TL daha ekleyin üstüne.

urun.n11.com

weewell kullandık, memnun kaldık. paraztsiz temiz ses duyuluyor. müzik çalma özelliği falan da vardı.

bence görüntüye gerek yok. adamı paranoyak ediyor öyle şeyler. düşme tehlikesi yoksa sadece sıkıntısı olduğunda ağlamasını mızmızlanmasını duysanız yeter.

bir de kullanmadığınız eski bir akıllı telefonunuz ve evinizde wifi varsa bebek telsizine hiç gerek yok. kullanmadığınız telefona uygulama indirip bebeğin yanında bırakıyorsunuz (gsm şebekesini kullanmıyor, wifi kullanıyor. bebek telsizinden daha zararlı bir elektromanyetik alan değil), kendi telefonunuza da indiriyorsunuz, bebek ses çıkardığında telefonunuz biip diye ötüp odanın sesini veriyor size.

o bebek herhangi bir ses cikardiginda duymama ihtimaliniz yok. biz ihtiyac duymadik, siz de duymayabilirsiniz. bana kalirsa dogsun lazim olursa alin.

Yeni anne paikolojisiyle bebeginizi yaninizdan ayirmayacak, o uyusa bile resmen nobet tutacaksiniz. Telsiz gereksiz bi masraf. Degmez.

Galericiler "zor satilir" bahanesiyle oldurur. Kac km. 1.2 motor mu 1.4 mu?

km : 115000 de aldım 123000 oldu, 1.2 motor.

Galerici ederinden alsa nasıl ekmek yesin kardeşim. Bi yüzde 10 keser.

galericiye satma, kendin sat hem kar edersin hem o h.yarların ekmegıne yag surmezsin.qq

O testin nasıl yapıldığı da önemli, belki bebeği veya anneyi zorlayan acı veren bir testtir, belki çok pahalıdır veya şu anda aklıma gelmeyen başka bir şeyler olabilir. Testi de bir öğrenin.

Hiç sanmıyorum bu bebişte bir sey olsun ama basit bir testse yaptırın gitsin.

Test universite genetik biliminde ucretsiz yapiliyormus. Sadece kan ile kromizim sayimi.

Ben hiçbir şey göremedim ama uzmanların kontrolu geçerlidir. Bence de yaptırın bir test olsun bitsin.